Ah hentbol maçları böyle olsa!

Ankara’da eksilerde dolaşan bir soğuk, yerde buzlaşmış kar artıkları, sözümona güneş var ama o da anca kendini ısıtıyor ve ben salonun yolunu tutmuşum. İçimden, “Ya şimdi abuk sabuk maçlar olursa” korkusu geçiyor.

Salona girdim, MYK’nın bir avuç seyircisi ile üç-beş hentbol manyağı var benim gibi.

Puan cetveline bakıyorum, iki takım puan puana, Amasya Taşova YIBO 9 gollük bir averajla üstte. Yani denk takımlar. İyi maç olmaya namzet de bakalım. 

İlk yirmi dakika sonunda maç namzetlikten “İyi” hatta “Çok İyi” maça terfi etti, skor 7-7. İki takımdan da mükemmele yakın savunma ve hücumlar izliyoruz, deymeyin keyfimize. 

Sonra MYK maça daha çok asılmaya başladı ve ilk 30 dakikayı 13-9 önde kapattı. 

İkinci yarıda da aynı güzel oyun, aynı güzel hentbol var. Dışardaki soğuğa inat, içimizi ısıtıyor oyun. MYK maçı daha çok istiyordu ve istediğini aldı. Tabii kalecisi Adrian’ın katkılarını unutmamak kaydıyla.

AH HENTBOL MAÇLARI HEP BÖYLE OLSA

Sahada hentbol oynayan hem de hentbolun en kralını oynayan iki takım: Yenimahalle Belediyesi ile Zağnosspor

O güzel hentbolu bozmadan maçı yöneten iki hakem: Pınar Hatipoğlu ile Mehtap Şimşek

Salonun yarısını dolduran, küfür etmeden, saldırganlaşmadan, çirkinleşmeden 60 dakika boyunca takımlarını destekleyen Yenimahalle Belediyesi taraftarları.

Tadından yenmez bir 60 dakika.

“Kim İyi Oynadı?” diye sormayın. Herkes iyi hatta çok iyiydi. Herşey iyi hatta çok iyiydi.

Öyle güzellikler vardı ki: 7’inci dakikanın içinde büyük usta Yeliz’le Olga nefis bir tip yaptılar; 28’inci dakikada Serpil, Yenimahalle kalecisinin öne çıkmasını affetmedi ve kaleden kaleye golünü attı; Beyza, kaleciden dönen topları yakaladı yakaladı gollerini attı ve hem fırsatçılığını hem golcülüğünü gösterdi hem de, “Top takibi önemlidir” dedi; Yenimahalle Belediyesi seyincisinin desteği, kalecileri Armelle’yi öyle motive etti ki olmaz toplar çıkardı.

Maç bitti, kendi kendime “Gün güzel başladı, güzel bitti. Keşke bütün maçlar böyle olsa.” dedim.

Olur mu dersiniz? 

Biz Nasrettin Hoca’nın torunlarıyız, Ya Tutarsa(!)