'Hani parkede ekol, Beşiktaş Hentbol’du?'
Ozan Can Sülüm, Beşiktaş Aygaz’ın genel Avrupa performansını kaleme aldı.
OZAN CAN SÜLÜM / HENTBOLHABER.NET – Böyle soruyordu bir Beşiktaş taraftarı. Yüksek ihtimal hentbol takımıyla ilgili sadece bu sloganı biliyor ve takımın ligi şampiyon bitirmesinin ardından bir iki retweet yaparak 'desteğini' ortaya koyuyor, yılın geri kalanında da ekol olan takımı tamamen kafasından siliyordu. Yalansa söyleyin, Beşiktaş taraftarının tamamı bu muameleyi yapıyor takımına yıllardır.
Çok değil, bundan 3 sezon önce bir EHF Şampiyonlar Ligi hafta sonu bana hayatımın en büyük gururlarından birini yaşatmıştı mikrofon başında. Milliyetçilikle veya takım taraftarlığıyla alakası yok, tamamen bir dönem hentbol oynamış bir spikerin hissettiği çocukça gururdu benimkisi.
2017-18 sezonu D Grubu’nda Beşiktaş bana göre düşebileceği en sert gruba düşmüş, gruptan çıkma şansını da son iki haftaya taşımıştı. Montpellier’nin grubu lider kapatacağı zaten kesindi – biz o aralar C-D grubundan çıkan bir takımın şampiyon olabileceğine ihtimal dahi vermiyorduk daha – ancak ikinci takım için müthiş savaşmıştı Beşiktaş. İçeride alınan Sporting mağlubiyeti ve Motor beraberliği gruptan çıkma işine yazık etse de, dokuzuncu maç haftasında olanlar bana ilk kez Türk hentbolundan yana ümidi kesmemem için bir şeyler vaad etmişti. Beşiktaş Montpellier’yi deplasmanda 5 farkla yendi.
Şimdi diyebilirsiniz ki o maçta 3 as oyuncusu yoktu, Montpellier’nin liderliği garantiydi veya zaten çok önemli bir maç değildi. Ben de size o maçın Montpellier’nin o sezonki ilk mağlubiyeti olduğunu, o sezon boyunca Aix en Provence ile birlikte Montpellier’i Arena Montpellier’de yenen iki takımdan birinin Beşiktaş olduğunu – PSG dahil – ve o Montpellier’nin sezon sonunda Şampiyonlar Ligi şampiyonu olduğunu hatırlatırım. Türk hentbol tarihinin en özel maçlarından biriydi bana göre.
Yalnızca 3 sezon geçti. Dünyanın en iyi iki liginden birinde yer alan Montpellier Şampiyonlar Ligi’ndeki yerini Nantes’a kaybetti ligde istediğini alamayınca. Uzun süre sonra Montpellier’siz Şampiyonlar Ligi izlemek garip olsa da, yeni formatıyla birlikte hem izlenirliği, hem de değeri artan bir EHF European League’de onları görmeyi çok garipsemiyor kimse. Kadro hala yüksek kalitede, gençleri oldukça iyi, hocası halen aynı ve amacı katıldığı bu Avrupa Kupası’nı da kazanmak Montpellier’nin. Peki Beşiktaş?
Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde giderek gelişen performansı ve ucundan kaçırdığı iki Şampiyonlar Ligi ikinci turu sonrası işi kafada bitirdi. Önce Montpellier’yi deplasmanda yenen o kadronun kilit yabancıları gittiler, sonra onların yerleri dolmadı, ardından yerlilerden gidenler oldu, onların da yeri dolmadı ve sonunda şube resmen açıklanmayan ama herkesin net şekilde görebildiği bir küçülmeye gitti. Ekonomik ve 'kadrosal' sebeplerle EHF’ye son anda Şampiyonlar Ligi’nden çekildiğini söylemesi EHF nezdinde bardağı taşıran son damlaydı geçen sezon ki, EHF adeta sürgüne yollayıp alt kupanın ön elemesinde başlatmıştı Beşiktaş’ı. Açıkçası ben bu sezon yeni kupa formatında Beşkitaş’ın yer almasını isteyeceklerini bile düşünmüyordum ama bir şans daha verdiler. O şansı ise şimdilik hiç kullanamamış gibi duruyor siyah beyazlılar.
CSKA maçının 16. dakikasında skor CSKA lehine 13-1’di. Hentbol camiasının oyuncu-gazetecisi Rasmus Boysen 'Beşiktaş’a yıllardır şans veriyor EHF ama belli ki olmayacak, bu seviyede değiller' diye bir tweet attı. Maç kabul edilebilir bir farkla, 32-24 bitti – aslında kabul edilemez ama maç başı ortalama 10+ fark yiyerek devam eden bir takım için çok da fazla değil – ancak istatistiksel bağlamdan çok, şu ana kadar Beşiktaş’ın performansının mental olarak ne anlama geldiğini ve 'Türkiye’nin en iyi erkek hentbol takımı'nın düştüğü, dolayısıyla Türk hentbolunun düştüğü durumu analiz etmek gerek.
Baştan söyleyeyim, yazının girişindeki 'Hani' sorusunu soran Beşiktaş taraftarının maalesef takımdan hesap sorma hakkı yok. O treni takımın hiçbir zaman yanında olmayarak kaçırdılar. Düşülen bu durumdan kulübün ekonomik durumunu düşünecek olursak kısa zamanda bir çıkış yolu da yok. Ne Beşiktaş artık Türk hentbolcular için bir cazibe noktası, ne de yabancı oyunculara yıllık altı haneli eurolarla maaş verilebilir. Büyük bir sponsor bulup para dökmek işi maskeleyebilir belki. Ancak onun da yakın zamanda olması pek mümkün görünmüyor.