Ankara'da bir Rus gecesi

Yazarımız Dr. Altay Atlı, 2016 Avrupa Kadınlar Hentbol Şampiyonası eleme grubunda oynanan Türkiye-Rusya maçını Hentbolhaber.net okuyucuları için değerlendirdi.

Ankara'da bir Rus gecesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ankara’da hentbol hüzünlü bir günün akşamında oynandı. Bir gün önce yaşanan terör saldırısında kaybedilen onlarca masum hayat içimizi acıttı, kalbimizi kanattı. 2016 Avrupa Kadınlar Hentbol Şampiyonası Eleme maçı için Türkiye ile Rusya takımları sahaya çıktığında karışık duygular içerisindeydik. Bir yandan hentbolun, sporun güzelliğini yaşamak, heyecanını tatmak için oradaydık. Diğer yandan ise aklımız hayattan böylesine kopartılan canlardaydı; kalbimiz bu caniliğe, bu haksızlığa isyanla doluydu. Maçtan önce saygı duruşunda bulunduk. Takımımız siyah bantla oynadı. Rus takımı da eşofmanlarına siyah bant takarak acımıza ortak oldu. Skoru boş verin, spor bu sonuçta, her türlü netice var. Rus takımı sadece maçı değil asıl bu hareketiyle gönülleri kazandı.

Haber

Maça gelecek olursak, özetle iyi oynamadık ve farklı kaybettik. Üç gün önce deplasmanda oynanan Danimarka maçında sahadan 28-19 mağlup ayrılmış olmakla birlikte bu güçlü rakibe karşı maçın belirli bölümlerinde denk bir mücadele sergileyebilmiştik. Rusya maçında ise takımdaki tüm sakatlıklara ve eksikliklere rağmen olumlu bir beklentimiz vardı. Ancak olmadı. İlk maçta Portekiz’i 39-19 mağlup etmiş olan Ruslar, milli takımımız karşısında da yüksek bir skor üretmeyi başardılar.

Maça konuk ekip hızlı başladı; devre ortalarına doğru bir ara skor farkını indirmeyi başardıksa da Rusya etkili hücumlarıyla tekrar arayı açtı. Maçın 17. dakikasında fark dörde inmişken, 20. dakikada Rusya 15-8 öne geçti ve ilk devreyi de 11 farkla, 25-14 önde kapattı. Bu devrede gerek savunma, gerekse hücumda takımımızın zorlandığını, sakat oyuncuların eksikliğini ciddi bir şekilde hissettiğini gördük. Hücumda organize olamadık, savunmayı geçmekte zorlanınca dış şutlara ağırlık verdik, ancak bunların da çoğu yüksek Rus bloğundan döndü. Pivotu neredeyse hiç kullanamadık; toplar kanatlara geçirilebildiğinde gol üretebildik, ama bu kanatlara yayılma konusunda da sıkıntı çektik. Hücum fauller ve top kayıpları bize hızlı hücum ve gol olarak geri döndü. Savunmada ise Rusların oyun kurucularını rahatsız edemedik. Ruslar ilk devrede neredeyse birbirinin kopyası sayılabilecek pozisyonlarda oyun kuruculardan yüksek şutlarla goller ürettiler. Maçın ilk devresinde takımımız aleyhine verilen toplam 10 iki dakika cezası da hem hücumda hem de savunmada dengemizi bozdu.

 Haber

Rusların hücumdaki hızını ancak ikinci yarıda, yaklaşık 40. dakikadan sonra ve ancak bir ölçüde kesmeyi başardık. Maçın son 20 dakikasında Ruslar 10 gol atarken, takımımız 9 gol kaydetti. Son 10 dakikada ise 5-4’lük üstünlüğümüz var. Ancak bu nispi iyileşme, maçın bütünü için skordaki farkı kapatmamıza yetmedi. Bu devrede hücumda farklı kombinasyonlar denedik; Yasemin Şahin’i orta oyun kurucuda kullanarak oyunu yönlendirmeye çalıştık. Hücum formasyonlarında tam olarak istediğimiz verimi sağlayamasak da Rusları ilk yarıya göre daha fazla zorladık ve birçok pozisyonda Rus savunması hücumumuzu ancak faulle durdurabildi. Maç boyunca kazandığımız 6 yedi metre atışının tamamı bu devrede geldi; hepsini Yasemin kullandı ve hepsi gol oldu. Toplam 8 gol kaydeden Yasemin’den sonra en fazla gol üreten oyuncularımız 5 golle Betül Yılmaz ve 4 golle Perihan Topaloğlu oldular. İkinci devrede kanatları da ilk devreye göre daha iyi kullandığımız söyleyebiliriz. Ancak tüm bu iyileşmeler maçın başından sonuna kadar temposunu koruyan, rehavete kapılmayan, disiplininden bir dakika olsun kopmayan Rus takımına karşı farkı kapatmamıza yetmedi ve sahadan 44-30’luk skorla mağlup ayrıldık.

Rus takımına baktığımızda ise her şeyden önce takım oyununda başarılı olduklarını görüyoruz. Sahaya çıkan 16 oyuncudan 14’ü gol kaydına muvaffak oldu, sadece kaleciler gol atmadı. Dördü yedi metreden olmak üzere 9 gol atan Ekaterina Ilina, 7 gol atan Daria Dimitrieva ve 6 gol kaydeden Veronika Garanina konuk ekibin en skorer oyuncuları oldular.

Bu mağlubiyetle gruptaki şansımız iyice zora girdi. Amacımız Portekiz’i her iki maçta yenip, Danimarka ve Rusya’dan da birisini evimizde mağlup ederek toplam 6 puanı bulmak ve gol averajıyla grubu ikinci sırada bitirmekti. Rusya’ya yenildiğimize göre bu hedefe ulaşabilmek için artık Danimarka’yı evimizde hem de en az 10 farkla yenmemiz gerekiyor ki bu da açıkcası pek gerçekçi bir hedef değil. Başka bir deyişle, Euro 2016 biraz zor görünüyor. Ancak bu demek değil ki havlu atacağız. Bu grupta artık iki hedefimiz olmalı. Birincisi, Portekiz maçlarından fire veremeden dört puanı çıkartmak. Bu maçlar kesinlikle çantada keklik değil. Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz sene de Dünya Şampiyonası elemelerinde Portekiz ile karşılaşmış, sahadan ancak tek farkla 28-27 galip ayrılmıştık. Portekiz, gruptaki ilk maçında Rusya’dan fark yediyse de, Danimarka’yı oldukça zorladı ve sahadan 26-21’lik bir skorla mağlup ayrıldı.

 Haber

İkinci hedefimiz ise kalan maçları iyi değerlendirerek, ekibimizi Yeliz Özel, Serpil İskenderoğlu, Aslı İskit gibi isimler sakat olduklarında veyahut herhangi bir sebepten dolayı forma giymediklerinde de aksamadan, kopukluk olmadan etkili bir takım oyunu sergileyebilecek seviyeye getirmek olmalı diye düşünüyorum. Şu anda bu tür eksikliklerin yerini tam olarak dolduramıyoruz. Birçok pozisyonda fazla alternatifimiz yok. Şüphesiz ki Türk kadın hentbolunun uzun vadeli planlara ihtiyacı var. Geleceğe odaklanıyoruz, 2020 hedefimiz var. Ancak şunu da unutmayalım ki, “gelecek” dediğimiz şey aslında Rusya maçının bitiş düdüğü çaldığı anda başladı. Çalışmalarımız bir yandan uzun vadeye yönelik hedeflere doğru şekillenecek; ancak diğer yandan da bu geniş çerçeve içerisinde her maç, her antrenman büyük önem taşıyor. 2020 ve sonrasında kadın hentbolumuzu bambaşka bir yerde görmek istiyoruz. Bu hedefe doğru giderken de önümüzdeki Portekiz, Danimarka ve Rusya maçlarında sergileyeceğimiz performans, eksik isimlerin yerini doldurmadaki başarımız ve sahada sergileyeceğimiz takım oyunu, bu maçların sonuçlarından bağımsız olarak önem taşıyacak ve bizlere doğru yolda olup olmadığımız gösterecek.

Bugün Ankara’da yaşanan Rusların gecesiydi; sahadan onlar galip ayrıldılar ve Danimarka’ya da ciddi anlamda gözdağı verdiler. Şimdi grupta Mart ayına kadar bir ara var ve sonrasında da Portekiz maçlarını oynayacağız. Hikmet Vurgun ve ekibinin bu arayı iyi değerlendireceğine inanıyorum. “Türk kadın hentbolunun geleceği” bugün başladı ve bundan sonra geçen her gün büyük önem taşıyor. Bu süreçte Türk hentbolundaki tüm paydaşların bu takıma ellerinden geldiğince destek vermesinin son derece faydalı olacağını düşünüyorum.




Bakmadan Geçme