- Haberler
- Dünya Hentbolu
- Bükreş Belediyespor'un zaferi!
Bükreş Belediyespor'un zaferi!
Fotoğraf: 2016 EHF / Yorck Dertinger
Yazarımız Dr. Altay Atlı, Györi Audi ETO KC ile CSM Bucureşti arasında oynanan EHF Kadınlar Şampiyonlar Ligi finalini Hentbolhaber.net okurları için değerlendirdi.
Budapeşte’de oynanan EHF Kadınlar Şampiyonlar Ligi finalinde müthiş bir maç izledik. Şampiyonlar Ligi’nde iki kere kupayı kaldıran ve iki kere de final oynayan Macar ekibi Györi Audi ETO KC, kupaya ilk kez katılan Romen ekibi CSM Bucureşti ile karşılaştı. Kıran kırana geçen bir mücadele sonucunda normal süre 22-22, uzatmalar 25-25 beraberlikle sonuçlandı. Yedi metre atışlarında ise 4-1’lik üstünlük sağlayan CSM Bucureşti şampiyonluğa uzandı.
CSM Bucureşti takımının tam ismi “Clubul Sportiv Municipal Bucureşti”, Türkçe’ye “Bükreş Belediye Spor Kulübü” olarak çevrilebilir. Bizim Avrupa’da en üst seviyelerde mücadele eden Kastamonu, Yenimahalle ve Muratpaşa takımlarımız gibi CSM Bucureşti de bir belediye takımı. Futbol gibi endüstrileşmiş bir spor dalında belediye takımlarının varlığı tartışılabilir; ancak hentbolda, ister ülkemizde olsun ister Avrupa’da, belediyelerin sağladığı imkanlar önemli bir fark yaratabiliyor. Bu sadece o kulübün ve belediyenin ya da söz konusu ilin veya ilçenin ön plana çıkartılması açısından değil esas olarak ülke sporunun geleceği açısından önemli. Bu takımların başarısı, ulusal liglere kalite getirdiği gibi esas olarak onları izleyen genç nesillerin motive olmaları ve spora kazandırılmaları için de büyük bir önem taşıyor. EHF Kadınlar Challenge Kupası’nda final oynayan Kastamonu Belediyespor, ligimize büyük değer kattığı gibi bundan daha önemli olarak Kastamonu’da gençlerin özellikle de kız çocuklarının spora teşvik edilmesi için hayati bir işlev görüyor. CSM Buçureşti’nin başarısını da bu minvalde ele almak lazım. Final maçından sonra Romen spor sitesi Sport.ro’da yazan Mihai Miron, Bükreş’te önümüzdeki ay yapılacak belediye seçimlerine dikkat çekti ve şöyle dedi : “Seçimleri kimin kazandığından bağımsız olarak bu proje devam etmeli , çünkü bu bize ulusal anlamda mutluluk sağlayan bir yerel projedir.” Kastamonu ve CSM gibi projeler güç kazanarak devam etmeliler, çünkü ülkelerinin geleceğine değer katıyorlar.
Final maçına gelecek olursak, başından sonuna kadar heyecan içerisinde izlediğimiz bir maç oldu. Györ ilk yarının ortalarında farkı ikiye çıkardıysa da Bucureşti, dengeyi sağladı, son saniyede attığı golle de devreyi 13-12 önde kapattı. İkinci devrede, Bucureşti farkı açmaya çalıştıysa da Györ izin vermedi, son saniyelerdeki karşılıklı gollerle normal süre 22-22 bitti. Uzatmada Györ farkı ikiye çıkarmayı başardı, ancak bu sefer de Bucureşti geriden geldi. Penaltı atışlarında Bucureşti’nin Brezilyalı kalecisi Mayssa Pessoa’nın iki kurtarışı kupayı Romen ekibine getirdi.
Birkaç isimden bahsetmek istiyorum sizlere. Öncelikle tabii ki Isabelle Gullden! Bucureşti’nin ve İsveç milli takımının orta oyun kurucusu 27 yaşındaki oyuncu, gerçek bir yıldız. Final maçında bir orta oyun kurucunun yapabileceği her şeyi yaptı. Oyun kurdu, pozisyonlara girdi, pozisyonlara soktu, savunmayı toparladı, koştu, koşturdu ve tam 15 gol attı ! Şampiyonlar Ligi’nde 108 golle sezonun gol kraliçesi olan Gullden sadece üstün teknik kapasitesi ve performansı ile de değil maç boyunca eksilmeyen güler yüzü ve pozitif enerjisi ile de hentbola ışık saçıyor. Değerli Zeynur Pehlivan’ın dediği gibi Gullden, “hentbola bambaşka bir hava katan, çok estetik bir oyuncu.”
Györ’ün Norveçli pivot Heidi Löke’nin de hakkını mutlaka vermek gerekiyor. En zorlu pozisyonda topu alan, en güçlü savunma karşısında yüzünü kaleye dönmeyi başaran ve pozisyonu ne olursa olsun içeriye kıvrılarak atışını yapabilen bir pivot Heidi Löke. Györ’ün dışarıdan şutlarla gol bulmakta zorlandığı final maçında tek başına sekiz gol kaydeden Löke’nin topu alıp döndükten sonra kaleye doğru “yere paralel uçarak” atışlarının her biri spor programlarına jenerik olabilecek nitelikte.
Maç, aynı zamanda iki kalecinin karşılıklı kurtarışlarının bir hikayesi oldu ve hikayeye noktayı üçüncü bir kaleci koydu. Györ’ün Norveçli kalecisi Kari Aalvik Grimsbö, savunmasının en zayıf düştüğü anlarda Bucureşti’nin farkı açmasına izin vermeyen isim oldu. Bucureşti’nin Hırvat kalecisi Jelena Grubisiç ise her zamanki gibi mükemmel oynadı. EHF’nin web sitesinde “Bükreş duvarı” olarak anılan ve 2015-2016 sezonunda tüm Şampiyonlar Ligi’nin “en değerli oyuncusu” seçilen Grubisiç, şampiyonluğun mimarlarından birisiydi. Ama dedik ya, maça noktayı bir diğer kaleci, Mayssa Pessoa, koydu.
Maçın sonlarına geri dönelim. Skor başa baş gidiyor. Bucureşti antrenörü Kim Rasmussen, son dakikalarda risk alıyor ve iyi oynayan Grubisiç’i çıkartıp yerine Peyssoa’yı sokuyor. Peyssoa maç içerisinde sadece iki kere yedi metrelerde oyuna girmiş ve ikisini de kurtaramamış. Bir antrenör böyle bir riski niye alır? Oyuncusuna güveniyorsa, bizim dışarıdan risk olarak gördüğümüz şeyi aslında stratejik bir satranç hamlesi olarak görüyorsa alır. Peyssoa, maçın sonlarında vatandaşı Eduarda Amorim’in çok zor bir şutunu alt köşeden çıkartarak takımının maçta kalmasını sağladı ve yedi metrelerde de iki kurtarış yaparak Romen ekibini galibiyete taşıdı.
Son olarak Bucureşti’den iki Romen oyuncuya değinmek istiyorum. Türk hentbolseverlerden dikkatli olanlar (ve tabii belirli bir yaşın üzerinde olanlar) 37 yaşındaki kanat oyuncusu Cristina Varzaru ile final maçından üç gün önce 38 yaşına basan (ve maçta son yedi metreyi kullanan) Aurelia Bradeanu’yu hatırlayabilirler. 1999 yılında Romanya genç milli takım formasını giyen bu iki isim aynı yılın yaz aylarında Çin’de gerçekleştirilen Dünya Gençler Hentbol Şampiyonası öncesinde takımlarıyla birlikte Türkiye’de kamp yapıp turnuvalara katılmışlar, Alanya ve İstanbul’da maçlar yapmışlar, Yeliz Özel, Serpil İskenderoğlu ve Yeliz Yılmaz gibi isimlerin forma giydiği Türk genç milli takımıyla karşı karşıya gelmişlerdi. Tüm bu isimler ülkelerinin hentboluna büyük değer kattılar ve katmaya devam ediyorlar.
Kastamonu Belediyesi’nin Avrupa’da final oynadığı sezonun sonunda CSM Bucureşti Şampiyonlar Ligi finalini kazandı. Türk takımlarıyla Avrupa takımları arasındaki kalite farkı hızla azalıyor. Kadın takımlarımızın Şampiyonlar Ligi’nde boy göstereceği günlerin yakın olduğunu düşünüyorum.
//