Eren Çetin’in Gözüyle EHF Şampiyonlar Ligi Finalleri

İsterseniz şehirdeki 12 romanesk Katedralin en görkemlisinin kulelerine çıkabilir ve 157 metre yukarıdan Avrupa silüetine bakabilirsiniz, dilerseniz Senfoni orkestrasını dinleyerek şehrin müzikal zenginliğinin tadını çıkarabilirsiniz yada nehir kenarında güzel bir tekne turu yapıp, İstanbul Boğazı’na hayranlığınızı biraz daha pekiştirebilirsiniz! Bu aktiviteler, Köln’e giden sıradan bir turistin ‘Yapılacaklar listesi’ gibi görünebilir ancak  31 Mayıs-1 Haziran hafta sonu özellikle Köln’deyseniz, sıradan bir turistten daha fazlasını arıyorsunuz demektir.

Avrupa Hentbolunun zirvesi 5 yıldır Almanya’nın en yeşil kentlerinden Köln’de toplanıyor. Son 4 yıldır 4’lü final olarak organize edilen Erkekler Şampiyonlar Ligi finalleri 5. yılında da Almanya’nın Hollanda’ya meyleden topraklarını ziyaret ediyor. Dünyanın en formda 4 hentbol takımı, Lanxess Arena’da oynanacak maçlarla, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra şehrin gördüğü en büyük mücadeleyi sahnelemeye hazır fakat bu sefer bu tarihi topraklarda ne Britanyalılar ne Ruslar ne de Amerikalılar var…

Barcelona, Kiel, Flensburg-Handewitt ve Veszprem… 2 Alman ev sahibinin karşısında bir Macar, bir de Katalan ekibi, yaşlı kıtada 54. Şampiyonlar Ligi Şampiyonu unvanını alabilmek için oynayacak… Hepsinin bu kupayla ilgili iyi-kötü onlarca anısı var ve hepsi de kupayı alabilecek düzeyde. Peki kim daha şanslı, hangi takım daha iyi durumda? Bu ve bunun gibi çeşitli soruların cevaplarını ekipleri ve eşleşmeleri değerlendirerek bulmaya çalışalım…

Öncelikle ev sahibine gidelim; Almanlar, Köln’deki finallerde 4 yıldır en az 2 takımla yer almayı başarıyorlar. Özellikle Kiel, 1 yıl hariç her finalde boy gösterdi ve 2 kez de Köln’de kupanın sahibi oldu. Kuzey Almanya’nın en dişli takımı, bu yıl geçtiğimiz yıllara oranla daha iştahlı bir kadroyla mücadele ediyor.

Sene başında gençleşme operasyonu yapan Alfred Gislason, tecrübeli yıldızlarını takımdan yollamak zorunda kalsa da, Filip Jicha, Aaron Palmarsson ve Marko Vujin etrafında kurulan yapı, takımın şaftını oturtmak için yeterli oldu. Kanatlardaki kuzey ekolü,  savunma ve pivotta Alman-Danimarka ortak çalışması ve yedek bankından gelen güney esintisi Kiel’in kurulu düzenini yeniden formüle etti. Kalede, her şampiyonanın altın çocuğu, Die Wand lakaplı Fransız file bekçisi Omeyer’nin gidişi de takım için büyük bir kayıptı fakat ‘Zebralar’ bu sorunu da hentbolda kaleci fabrikası gibi çalışan İsveç’te çözdü. Sjostrand ve Palicka, Omeyer’yi aratmadı demek en klişe tabir, Omeyer’nin eksikliği, kaleye gerçek bir duvar örseniz bile hissedilir ancak İsveçliler bu yoksunluğu minimize ettiler. Geçen yıllarda kalesinde gördüğü gol ortalaması 24.2 olan Kiel,  bu ortalamayı 26.1’e çıkartsa da, kritik puan maçlarının hepsinde ihtiyacı olanı alarak, büyük takım olduğunu bir kez daha gösterdi. Siyah-beyazlılar bu yeni oluşum ve değişen dengelere rağmen,  B Grubu’nu lider tamamlayıp, önce Ukrayna’nın sürpriz ekibi Motor Zaporozhye ve sonrasında Makedonya’nın yükselen değeri Metalurg’u yenerek Köln biletini kaptı. Yaptığı 14 maçın yalnızca 1’ini kaybeden ve 1’inde de berabere kalan Kiel, bu kayıpları da 4’lü finallere gelmesi beklenen ama hayal kırıklığı yaratan Polonya temsilcisi Kielce’ye karşı yaşamıştı.

Zebralar gazozuna bile parkeye çıksa favori olarak gösterilir ama bu yıl yarı finalden finale çıkmak için ciddi anlamda çaba harcamak zorundalar. Çünkü rakip, tam 12 yıldır hasretle, sabırla ve hırsla final hayali kuran Macarlar…

Evet Veszprem’den bahsediyoruz. 1977’den beri hentbol sahnesinde varlığını sürdüren Veszprem, 2001-02 sezonunda bir kez finale yükselmeyi başarıp, 1982 Budapeşte’den sonra Macar halkına bir ŞL Şampiyonluğu daha hediye etmeye çok yaklaştı fakat Macarlar, Alman Şampiyonu Magdeburg’a boyun eğmişti. İşte o günden beri belki de bu anı bekliyor Veszpremliler… Şampiyonlar Ligi’nin en coşkulu taraftar kitlesine ve Avrupa’nın en organize hentbol oynayan takımlarından birine sahipler. Bu yıl olmazsa ne zaman olacak sorusu, Veszpremliler için, üstünde uzundur kafa yorulan bir mesele…  Lazslo Nagy’un takıma büyük katkısı, Mirko ALilovic’in kurtarışları ve tabii Antonio CArlos Ortega’nın bir taktik dehası oluşu Macar temsilcisinin en büyük avantajı. Lakin bu yıl atlanmaması gereken en önemli isim Sırp yıldız Momir Ilic… Kiel’le yolları ayırdıktan sonra – Kiel’le 2 kez ŞL Şampiyonu olmuştu – henüz ilk sezonunda kader onu eski takımıyla karşı karşıya getiriyor. Ilic bu yıl 91 golle ŞL’nin en çok gol atan oyuncusu olma yoluna emin adımlarla ilerliyor.

Gruplardan 17 puanla lider çıkan Veszprem, son 16’da Wisla Plock’u, çeyrek finaldeyse, 4’lü finalin en büyük eksiği Paris St. Germain’i mağlup ederek, Köln biletini almıştı ve Balaton Gölü sakinleri, artık bir adım ötesini, Şampiyonlar Ligi Kupası’nı hasretle bekliyor.

Hasret denince akla iki takım gelir Avrupa hentbolunda… Kadınlarda kupa hasretini artık sona erdiren ama tarihi 7 final kabusu yaşayan Györi, Erkeklerdeyse Şampiyonlar Ligi’nde 2 kez final görmesine rağmen kupayı Almanya’nın farklı bir bölgesine taşıyamayan Flensburg-HAndewitt…

Kuzey Almanya’nın mümbit hentbol topraklarının en iddialı ekiplerinden Flensburg, çeyrek finalde, son Şampiyon Hamburg’u kupa dışına iten Vardar’ı eleyerek, Şampiyonlar Ligi Final Four’una 4.yıl peş peşe 2 Alman takımının katılmasını sağlıyor. Almanlar, kendi topraklarında organize edilen final4’da, en fazla yeri kapabilmek için yıllardır uğraş veriyor ve takım isimleri değişse de nicelik hiç değişmiyor. Köln’ün ‘Plase Alman’ı Flensburg, 2003’te Celje’ye, 2006’da Kiel’e kaptırdığı kupada yine final aşamasında. Avrupa’da çeşitli kupalarda 5 final gören Flensburg’un tek eksiği ŞL Kupası… Bu yıl İsveçli Kalecisi MAttias Andersson’un, Dan kanadı Anders Eggert’in ve Alman sağ oyun kurucusu Holger Glandorf’un iskeleti üstüne kurulmuş bir 7 ile oynayan Almanlar, 4’lü finale kalan tek grup 2.si… Hücum hattı çeşitlilikten yoksun gibi görünse de Heinl, Radivojevic ve Knudsen ile savunmada güven veren bir üçlüye de sahipler.

Flensburg-Handewitt çok ciddi bir rakip, Almanya Şampiyonu olmuş ve Avrupa’da kupa almış bir takımı kimse hafife alamaz fakat bu kupada favori olmadıkları da kesin. Bunu destekleyecek bir veri olarak yarı finalde Barcelona’yla eşleştiklerini hatırlatalım.

Kim yarı finalde karşısında 8 kez ŞL Şampiyonu olmuş bir takımı görmek ister ki? Eminim Flensburglular bu soruya cevap vermek isterdi. Fakat kader yine Almanlarla Katalanları yarı finalde karşılaştırdı. Xavi PAscual’in kalp ameliyatı, tribünlerin dolmaması, şubenin kapanması tehlikesi gibi birçok problemle yüzleşse de Barcelona, her branşta olduğu gibi hentbolda da devler arasında. Katalanlar grup aşamasında ilk hafta ve son hafta Makedonlara puan kaybederek 17 puanla C Grubu’nu lider bitirdi ama daha da önemlisi 348 golle maç başına neredeyse 35 gol ortalamasını gördü. Katalan devi için gol atmak tabii ki kolay. Lazarov, Karabatic, Tomas, Garcia ve Rutenka gibi ŞL Kupası’nı farklı takımlarla birden fazla kez kazanmış deneyimli oyuncularla örülü bir kadro, gol atmakta zorlanmaz ve savunma için aynı şeyi söylemek mümkün… Geçen yıl kaybedilen yıldızları bu yıl yine yıldızların ikame etmesi, Barca’ya kaldığı yerden devam şansı verdi ancak son finalist özellikle çeyrek finalde ecel terleri döktü. Son 16’da Aalborg’u geçerken hiç zorlanmayan BArcelona, Rhein Neckar Löwen ile oynadığı ilk çeyrek final maçını 38-31 kaybederek bozguna uğradı fakat Katalanlar, Alman rakibini rövanşta son yılların en kalabalık Blau-Grana’sıyla karşıladı. Yaklaşık 7000 taraftar, Barca’nın çok da iyi oynamadığı bir maçta takımını ateşlemeyi başardı. Rövanşı 31-24 kazanan Barca, deplasman gölü avantajıyla, Köln biletini kaptı ve bir başka Kuzey Almanya temsilcisinin rakibi oldu. 9. Şampiyonluk yalnızca 2 maç uzaklıkta fakat geçen yıl da finalden dönülmüş olması, Barca için en ciddi baskı unsuru olacaktır.
 

Gerçek şu ki, güç dengelerinin birbirine yaklaşması final 4’u daha da çekişmeli kılacak. Kim kazanırsa kazansın Lanxess Arena’da 2 gün boyunca 10binlerce taraftar maçları yerinden takip edecek. Bir Düsseldorflu’yu bile Köln’e çekecek Velux EHF Şampiyonlar Ligi Final Four organizasyonunu salonda izleme fırsatı bulamayanlarsa soluğu her zamanki gibi Sporun Kanalı Sportstv’de alacak.

Eren Çetin’e Hentbolhaber.Net ekibi olarak teşekkür ederiz.

Fotoğraflar: EHF Facebook Sayfası