“Krizim tutarsa”
Beşiktaş Mogaz ile Göztepe arasında oynanan Erkekler Süper Kupa Finalini konuk yazar olarak usta gazeteci İhsan Doğan kaleme aldı.
Ankara’daki hentbol salonu epey sapa bir yerdedir. Ancak “Hentbol Maçı İzleme” krizi tutmuşlar bulabilir yerini.
Benim de krizim tutunca, salonun yolunu tuttum. Otobüsten indim, salona doğru yürü…yemedim çünkü yolum mebzul miktarda polis tarafından kesilmişti. Bugüne kadar hiç bir hentbol maçında bu kadar çok polis görmemiştim inanın. Basın kartını göstere, göstere salonun kapısına ulaştım. Bir yandan da düşünüyorum, biz tuhaf bir insan topluluğuyuz. Bizim için “Gri” yok! Ya “Siyah” ya “Beyaz” var. Kimi maçlarda bir bilemedin iki polisi zor bulursun, bugün de spor salonunun önünde polisten geçilmiyor. Kapının önünde de üzerlerine turuncu bir şey giymiş, “Kim lan bu, niye gelmiş buraya?” bakışlı bir dolu “Özel Güvenlikçi” vardı. Bana hiç yüz vermediler, “Hişt, hoop, nereye?” gibilerden kibar sorgulara bile muhatap olmadan salona girdim, yerime oturacağım da, Göztepeli bir fotoğrafçı arkadaşın bavul yavrusu çantası izin verirse oturacağım. Çantadan biraz yana çekilmesini rica ettim, hiç oralı olmadı. Allahtan sahibi geldi de çanta kenara çekilmeyi kabul etti.
Salonda da neredeyse dışardaki kadar polis var. Hatta üzerlerindeki yeleklerde Spor Polisi mi ne yazıyordu bazılarının. Salon neredeyse tıklım tıkabas dolu. Beşiktaşlıların ezici bir çoğunluğu var. Göztepeliler kahramanca direniyorlar azınlıkta olmalarına rağmen.
Neyse maç başladı. Maçla beraber iki takım taraftarının “Futbol Literatürü” salona teşrif etti! Göztepeliler, magazin basınının işlevini üstlenip, İstanbul kentinin “Cinsel İlişki” yaşadığını kamuoyu ile paylaştılar. Beşiktaşlılar da genel olarak İzmir, özel olarak Göztepe hakkında hiç de hayırlı şeyler düşünmediklerini dile getirdiler. Bu arada da salonun ortasındaki 14 kişi hentbol denen sporu icra etmeye çalışıyorlardı.
Takım kadroları önümde not tutuyorum. Gözüm takıldı: İki takımda da bir yığın yabancı oyuncu var. Allahtan iki takımda da Türkler çoğunlukta. Beşiktaş’ta 8-7; Göztepe’de 11-5 galipler yabancılar karmasına.
Hadi biraz da maçı anlatayım size: İki takımda da yanlış anlama hastalığı var. Göztepeli oyuncular, Ferudun Dorak’ın, “Hızlı oynayın!” komutunu, “Paldır-küldür, bir telaş, bir heyecan, koşuşturun!” şeklinde anlamışlar ki habire koşturuyorlardı salonda.
Beşiktaşlılar da Müfit Arın’dan aldıkları, “Sakin oynayalım, set yapalım!” direktifini, “Deli gibi ne koşacaksınız. Ağır aksak, yavaş yavaş sindire sindire oynayın!” diye yorumlamışlar, Zeybek oynar gibi ağır aksak, fıstıkî mâkam oynuyorlar. O kadar ki Göztepe’nin 26’ıncı saniyede attığı gole 40 saniye sonra cevap verdiler.
Bu arada Beşiktaş’ın -ve dahi milli takımın- deneyimli kalecisi İbrahim Demir’i hiç bu kadar etkisiz görmemiştim. İbrahim’den kaleyi devralan Yunus Özmusul ise yeteneğinin üstüne koymuş bayağı. Göztepe(nin kalecisine lafım yok. Çünkü, önünde etkili bir savunma yoktu.
Kendimce bir maç çizelgesi tutarım, iki ayrı renkte kalem kullanarak. Maçtan sonra baktığın da oyunu anlatır sana. Şimdi bakıyorum o çizelgeye: İlk 20 dakikada takımlar birbirlerine üstünlük sağlayamamış. Bir kırmızı, bir mavi satır var.
İlk yarının bitimine yaklaşık7-8 dakika kala Beşiktaş, “Hadi biraz hentbol oynayalım.” demiş, bitime üç dakika kala 6 farkla öne geçmiş, ilk yarıyı da beş farkla 18-13 önde tamamlamış.
İkinci yarıda da Pürtelaş Göztepe, haldur-huldur koşuşturdu ama Tolga’yı, Ninçeviuç’i, Ramazan’ı ve Pribak’ı durduramayınca olmadı. Gerçi Feridun Dorak, oyun kurucu Pribak’ın üzerine adam vermeyi akıl etti ama pek bir sonuç elde edemedi.
Müfit Arın ise Pürtelaş Göztepe’yi 4-2 savunma ile oyaladı ve istediği sonucu aldı.
Maçın (Bana Göre) ilginç yanlarından biri kazanılan yedi 7 metrelerden yalnız biri gol olmadı. Hani bazı maçlarda bu oran epey düşü olur ya, o açıdan dikkatimi çekti.
Maçı yöneten hakemleri Özgür Benli ile Savaş Yüksel’i sorarsanız iyilerdi, selamları var. Şaka bir yana, maçı etkileyecek çok bariz hatalar yapmadılar. Gerçi Feridun Dorak’ı çıldırttılar ama olur o kadar.
Evet Hentbol Dostları, bir 60 dakika daha bitti, Beşiktaş sezona kupa ile başladı, 12’inci kupa müzedeki yerini aldı.
Söz vermiyeyim ama, denk gelirse, krizim tutarsa, yetkililer de uygun görürse yazmayı sürdürürüm gibi geliyor. Bakalım zaman ne gösterecek.