Ozan Can Sülüm: “İlerleme sırası artık Kastamonu’nun”

Hentbolun TV başındaki sesi Ozan Can Sülüm, Kastamonu Belediyesi GSK’nın Avrupa EHF Liginde ki ilk maçını kaleme aldı.

Hem ekonomik, hem de yönetimsel sıkıntıları artık ayyuka çıkan Türk hentbolunda, Avrupa sahnesinde ciddi sorunlar yaşayan Erkekler Süper Lig takımlarımızın aksine, kadın takımlarımızın geldiği yer ve ligin kalitesi umutlanmak için yeterli birkaç şeyden biri.

Geçmişte Yenimahalle’nin eleme takılması, Muratpaşa’nın yaşadığı salon problemi sebebiyle direğinden döndüğümüz DELO Şampiyonlar Ligi’ne emin adımlarla ilerleme sırası artık Kastamonu’nun. Son 3 sene içinde yapılan ciddi yatırımlarla kendinden söz ettiren, Danimarkalı Helle Thomsen’i takımın başına getirdikten sonra Avrupa hentbol medyasının ilgisini üzerine toplayan, üstüne de Türk hentbolunun dokunulmaz gördüğü İskandinavya’dan önce Julia Eriksson, ardından da tarihin en başarılı hentbol takımı Norveç Kadın Milli Hentbol Takımı’ndan Amanda Kurtoviç’i alan Kastamonu Belediyesi için sırada parke var.

Harika fasilitelere, olağanüstü bir bütçeye ve inanılmaz oyunculara sahip olmak hem sizi ligde şampiyonluğa götürür, hem de Rasmus Boysen, Kevin Domas veya adını hatırlayamadığım birçok İskandinav spor gazetecisinin hakkınızda tweet atmasını sağlayabilir. İşin medya tarafına çok önem veren EHF’nin ilgisini çekmeniz belki wildcard için yeterlidir, ancak hentbolseverleri ikna etmeniz için yol parkeden geçer. İlk engel Gürcan Hoca’nın “linkte” incelediği Lublin.

Kastamonu Lublin karşısında grupta kağıt üstündeki bence en kolay maçını oynayacak. İlk maçta galibiyetle başlamanın yanında, içeride hata yapmamak, kağıt üstünde favori olduğunuz bir maçı kazanarak kendinden emin olmak ve gözdağı verebilmek psikolojik üstünlük açısından çok kritik. Takım fiziksel ve taktiksel olarak grubundaki takımlarla kafa kafaya oynayabilecek durumda olsa da hatırlatayım, Türk hentbolunun psikolojisi de, Kastamonu’nun tecrübesi de henüz çok düşük seviyede.

Rakibin teknik direktörü bir başka Danimarkalı Kim Rasmussen, koç Thomsen’in bir sonraki neslini temsil ediyor ve özellikle 2016’da Bükreş’le aldığı Şampiyonlar Ligi’nin yanında, başına gelene kadar herhangi bir büyük şampiyona performansı olmayan Polonya Kadın Milli Hentbol Takımı’nı haritaya sokmasıyla ön plana çıkıyor. Nadiren 30 golün üstüne çıkan takımları, sert savunmaları ve maç sonuna kadar konsantrasyonu yüksek ekipleriyle yenmesi gerçekten zor bir ikili Rasmussen ve Lublin.

Kastamonu için yol yeni başlıyor, ilk test kapıda. Türk hentbolseverlere hatırlatmak istediğim bir şey var; 3 senede, hele ki hentbol kültürü olmayan, kazanmaya alışık olmayan ve spor kültürü bu denli düşük bir ülkede yapılan bu kadar değerli bir yatırım kayıtsız şartsız desteği hak ediyor. Lublin maçında da, bundan sonra 5 maçta da gelecek kayıplar, oynanacak zayıf oyun veya alınacak kötü sonuç ne Kastamonu’nun şevkini kırmalı, ne de Türk hentbolseverine henüz işin başında olan bu yatırıma eleştiri bombardımanı hakkı tanımalı. UEFA Şampiyonlar Ligi’nde ikinci kez üst üste çeyrek final öncesi elenen PSG’nin eski oyuncusu Blaise Matuidi’nin çok sevdiğim bir röportajından alıntı yapmam gerekirse; “PSG’nin parası, harika oyuncuları, muhteşem bir stadı ve imkanları olabilir ancak Bayern, Real, Liverpool, United gibi olabilmek için ihtiyacımız olan şey zaman”.

Kastamonu Belediyespor’un rakibi MKS PERLA LUBLIN’i tanıyalım

 

Bakmadan Geçme