“Şaşırdım bunu senden hiç ummazdım yar…”
“Uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside” diye başlar Yıldız Savaşları… İşte Pazar günü oynanan Alman derbisi için bu sözleri kullanmak istedim…
FULYA ÖKTEM – Geçtiğimiz yılın VELUX EHF Şampiyonlar Ligi finalistleri bu sezon çeyrek finale yükselmek için mücadele ediyor.
Grup maçlarının ardından çekilen Son 16 kurasında iki Alman devi eşleştiğinde “Almanya’nın kuzeyine bahar erken geldi” yorumları yapılmıştı. Pazar akşamı oynanan maçın ardından baharın sadece THW Kiel için geldiğini söyleyebiliriz…
İsveçli Pivot Tobias Karlsson maçtan önce Şampiyonlar Ligi yorumcusu Tom Ó Brannagáin’a verdiği kısa mülakatta her zamanki gibi çalıştıklarını, haftayı maç oynamadan geçirdikleri için fazladan idman yapma olanağı bulduklarını ve sakatların çoğunun oynayabileceğini söyledi. Ó Brannagáin ağır bir sakatlık geçiren Holger Glandorf’un eksikliğinin onları nasıl etkileyeceğini sorduğunda ise “Hentbol ile azıcık da olsa haşır neşir olmuş herkes Glandorf’un kadroda olmamasının büyük bir kayıp olduğunu bilir” dedi. Öyle de oldu…
Aslında bu kısa söyleşide siyah beyazlıların nasıl iyi bir maç çıkaracağının sinyalleri vardı zira Ó Brannagáin, Karlsson’a bir gün önce akşam THW Kiel’in yaptığı idmanı izlediğini ve çok etkilendiğini söylerken Tobias Karlsson’un cevabı idmanlarının “her zamanki gibi” olduğuydu. Ancak hiç kimse ezeli rakip ebedi dost THW Kiel’in Flens Arena’da hentbolu başka bir boyuta taşıyacağını düşünmüyordu. Hatta 3 kere Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olmuş THW Kiel’in kendisi bile…
SG FLENSBURG-HANDEWITT – THW KIEL 21:30 (9:16)
Erkek hentbolun en güzel oynandığı ülkelerden biri olan Almanya’nın bu iki hentbol devi 2007 ve 2014’de Şampiyonlar Ligi finalinde karşılaşmış; 2007’de gülen taraf Kiel olurken geçtiğimiz sezonun şampiyonu, 2007’de Kiel’e oyuncu olarak kaybeden Teknik Direktör Ljubomir Vranjes’in Flensburg’u olmuştu. (2007’de THW Kiel kadrosunda Nikola Karabatic, Kim Andersson, Christian Zeitz, Vid Kavticnik, Mattias Andersson, Thierry Omeyer, Per Tomas Linders, Henrik Lundström, Kaptan Stefan Lövgren ve Domink Klein vardı. O kadrodan THW Kiel’de sadece Sol Kanat Dominik Klein kaldı…)
THW Kiel, Pazar günü Flens Arena’da sadece geçtiğimiz sezon kaybettiği şampiyonluğun değil 20 Aralık’da Bundesliga’daki 26-22’lik mağlubiyetin de rövanşını almış oldu. Siyah beyazlılar “Ejderhanın İni”nde 3 yıldır süren galibiyet hasretine de son verdi.
NELER OLDU NELER…
THW Kiel’in maça nasıl odaklanmış olduğu ilk düdükten itibaren oyuncuların hatta Teknik Direktör Alfred Gislason’un yüzünden okunuyordu. Tom Ó Brannagáin bile Gislason’u hiç böyle odaklanmış görmediğini, normalde maçtan önce kısa da olsa bir sohbet imkanı bulduğunu ancak bu sefer hoca ile merhaba demek için bile göz göze gelmenin mümkün olmadığını söyledi.
Takımın en skorer isimlerinden Sağ Kanat Holger Glandorf ve Pivot Jakob Heinl’ın yokluğunda sahaya çıkan ev sahibi son şampiyon, maçın ilk golünü atsa da 2-2’den sonra dikişi bir türlü tutturamadı.
Maça çok iyi başlayan konuk ekip savunmada harikalar yaratırken ev sahibinin yaptığı tüm hatalarda cezayı kesmeyi bildi. Maçın ilk dakikasında yaptığı faul ile Flensburg’un ilk golü bulduğu 7 Metre’nin çalınmasına yol açan genç Pivot Rene Toft Hansen, 9. Dakika içinde rakibin sol kanattan yaptığı hücumu durdurmaya çalıştı ve doğrudan kırmızı kart ile cezalandırıldı. Flensburg’un hücumda art arda kaybettiği basit toplar ve bir pasif oyun nedeniyle 13:05’de skor 2-8 olmuştu bile.
EN GERÇEK DIŞI RÜYALARIN BİLE ÖTESİNDE…
Yanlış hatırlamıyorsam Flensburg ilk yarıda hücumdayken 6 basit top kaybı yaptı. Hatta bunlardan ikisi birebir aynı pastan oldu. Anlaşılan o ki Sağ Kanat Steffen Weinhold, eski takımı hakkında Zebralara işe yarar bilgiler vermiş zira bazı şeyler ne kadar çalışılırsa çalışılsın hedef böylesine 12’den vurulamaz. Tom Ó Brannagáin’ın maçın ikinci devresinde dediği gibi; “Kiel’in Flensburg’u bu şekilde etkisiz hale getirmesi siyah beyazlıların en gerçek dışı rüyalarının bile ötesinde” bir şey oldu.
“UTANDIM BUNU SENDEN HİÇ UMMAZDIM YAR”
Birkaç yıl öncesine kadar antrenörlük yaptığı takımın oyuncusu olarak görev yapan ve hentbol tarihinde eşsiz bir yere sahip olan Sırp asıllı İsveçli Teknik Direktör Ljubomir Vranjes’in saha kenarındaki hali için zihnimde fon müziği olarak Aşkın Nur Yengi’nin “Hiç Ummazdım” şarkısı çalmaya başladı:
“Sana ne yaptım, ne kötülük gördün ki benden
Söyle neden, neden yaktın böyle…
Bilseydim sana böyle katlanmazdım yar
Şaşırdım bunu senden hiç ummazdım yar…”
2014 yılının hentbol antrenörü seçilen Ljubomir Vranjes ne denediyse olmadı. 6-0, adam adama hatta bir ara 3-2-1 savunma… Oyuncuların savunma alanındaki yerlerini değiştirme, savunmadaki oyuncuları değiştirme… Hiçbiri kar etmedi. Özellikle Holger Glandorf’un yokluğu hücumda büyük sıkıntı yaratırken sakatlıktan dönen Mogensen’in skor yaratmada pek etkili olamamasına bir de “ne adam ne de top geçer”i oynayan Kiel savunması eklenince Ljubo’nun eli kolu bağlandı.
ANDERSSON
Flensburg kalesinde eski bir Kiel oyuncusu olan İsveçli Mattias Andersson vardı ancak tecrübesine rağmen siyah beyazlıların gol olup yağmasına engel olamadı. Kiel gibi bir takım defalarca hızlı hücum şansı bulmuşsa Andersson bile olsanız kar etmez ve bozulan moralinizle yerinizi sizden 12 yaş küçük olan Danimarkalı silah arkadaşınıza bırakırsınız. O da 11 kritik kurtarışla gecenin yıldızı oluverir.
PALICKA
THW Kiel kalesinde ise 28 yaşındaki İsveçli Andreas Palicka’nın harikalar yarattığını söylemek abartı olmaz. Maçtan sonra sağlık kontrolünden geçen Palicka’nın sol kalçasında meydana gelen tendon gerilmesi nedeniyle sakatladığı açıklandı. Palicka’nın en az üç hafta sahalardan uzak kalması bekleniyor.
Ünlü kaleci hakkında bir haber daha vereyim. Geçtiğimiz günlerde Andreas Palicka’nın aldığı bir karar herkesi şaşırttı. THW Kiel ile 2 kez şampiyonlar ligi şampiyonluğu yaşayan başarılı kaleci sezon sonunda siyah beyazlılarla yollarını ayırarak Danimarka takımı Aalborg Handball’a transfer olacak.
SİYAH BEYAZ BİR AKŞAM
Pazar akşamı Flens Arena’da her şey siyah beyazdı. Alfred Gislason’un mükemmel hazırlanmış oyun planından bir salise bile kopmayan THW Kiel, parmak ısırtacak bir oyun oynadı. Flensburg farkı 4 sayıya kadar düşürse de tekrar açılmasına mani olamadı. SG Flensburg-Handewitt’in genç kalecisi Kevin Möller ikinci yarıda çok iyi bir performans gösterse de önünde “kalecisini yalnız bırakan savunma” bulduğundan Kiel füzelerine engel olmakta zorlandı. Kiel savunması nasıl mükemmele yakınsa Flensburg savunması 60 dakika boyunca mükemmelden bir o kadar uzaktı.
KEDİDİR O KEDİ…
Andreas Palicka, Filip Jicha, Dominik Klein, Steffen Weinhold, Niclas Ekberg, Marko Vujin, Joan Cañellas, Aron Palmarsson, Patrick Wiencek, Domagoj Duvnjak ve hatta çok kısa süre alan Johan Sjöstrand bile çok iyiydi. Toft Hansen’in diskalifiye olmasına yol açan 7 Metre’nin nasıl gol olmadığını sizlerin de görmesini isterdim. Sjöstrand’in içinden kedi çıktı.
İkinci yarıda deplasmana gelmiş Kiel taraftarlarının tezahüratları Flens Arena’yı inletirken Flensburg taraftarları yaşadıkları şokun etkisiyle sessizliğe gömüldüler ve maçın son dakikalarında ezici mağlubiyetin yüreklerine verdiği ağırlıkla salonu terk etmeye başladılar.
2013’de HSV Hamburg ile Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olan Martin Schwalb yayıncı SKY Tv’ye yaptığı yorumda Kiel’in mükemmele yakın oynadığını söyledi. Alfred Gislason; “Bu siyah beyaz geceyi taraftarlarımıza armağan ediyoruz” diyerek sadece tribündekilerin değil dünyanın her yerindeki Kiel taraftarlarının ağzının kulaklarına varmasını sağladı. Deplasmanlarına bile gittiğim Beşiktaş Mogaz Hentbol Takımı’nın maçlarından daha fazla THW Kiel maçı izlemiş –ama tv de ama internette– bir uluslararası taraftar olarak aynı hazzı ben de yaşamadım desem yalan olur. Ancak; sanki göreceklermiş gibi; Ljubomir Vranjes ve Mattias Andersson’dan gülümsememi saklamaya çalışarak ve “Cesaretimizi toplayamadık” diyen ve maçı kenardan takip etmek zorunda olan Holger Glandorf’a üzülerek…
“IŞINLA BENİ SCOTTY”
Maçın başından sonuna kadar uyguladığı 3-2-1 savunması Kiel’in kendine güveninin bir göstergesi olarak hafızalara kazındı. Çoğu zaman savunma hattının arası o kadar açıktı ki bir hücum oyuncusunun içeri kat etmesi işten bile değildi. Bununla beraber üç adamın yan yana rahatlıkla geçebileceği boşluklara; sanki görünmez bir duvar varmışcasına; kimse giremedi. Böylece Almanya’nın en meşhur takımı THW Kiel uçuşa geçti. Hatta bir ara hücumdan savunmaya ışınlanmanın yolunu bulduklarını düşünmedim değil…
KİM NE DEDİ?
Yakışıklı olduğu kadar akıllı da olan Kiel’in Çek Sol Oyun Kurucusu Filip Jicha; “Bu intikam değil sadece önemli bir maçtı. Performansımız çok yüksekti. İnanılmaz işler yaptık” derken Flensburg’un skorer Orta Oyun Kurucusu Thomas Mogensen; “Bizim için kara bir gün oldu. Yaptığımız her hata gol olarak bize döndü. 9 farkla kaybettik artık şansımız sıfıra yakın” dedi.
Basın toplantısında ilk söz konuk Alfred Gislason’a verildi. Gislason; Kesinlikle beklemediğimiz bir başarı elde ettik. Fantastik bir ilk yarı oynadık, iyi savunma yaptık. Top kayıplarını iyi değerlendirerek hızlı hücuma çıktık. Ne yaptıysak başarılı olduk. İkinci yarıda biraz konsantrasyonumuz bozulsa da toparlandık. Burada kazanmak harika” diyerek siyah beyazlılar açısından maçın özetini yaptı.
Kiel oyuncuları adına basın toplantısına katılan İsveçli Sağ Kanat Niclas Ekberg ise; “Oyun planına sadık kaldık. Mükemmele yakın bir savunma yaptık. Bulduğumuz her fırsatta gol attık. Kaybedilen topları hızlı hücuma çevirmeyi bildik” dedi.
Sözlerine rakibini içten bir şekilde kutlayarak başlayan Ljubomir Vranjes; “Hiç günümüzde değildik. Savunmada kötüydük. Çok pasif kaldık. İlk yarıdaki 5, 6 top kaybı, hızlı hücumlar, teknik fauller bizi bu sonuca getirdi. Kiel her hatamızı değerlendirdi. İkinci devrede savunma düzenini ve kaleciyi değiştirdik. Bu biraz işe yaradı ama hepsi o kadar… Tek pozitif şey Kevin’in (Kevin Möller) aldığı süre oldu. Bugün burada adımıza iyi bir şey görmüyorum. Kiel’e gidip 10 fark atmak çok zor olacak. Ancak oraya gidip işimizi yapmaya odaklanacağız” dedi. Tam bunun için fon müziği Ahmet Kaya’nın “Başım Belada”sı olur diyordum ki Ljubo’nun şu gönderisi gözüme çarptı: “Dream Big, Work Hard, Never Give Up, Rise Every Time You Fall” (Büyük Düşün, Çok Çalış, Asla Vazgeçme, Her Düştüğünde Ayağa Kalkmayı Bil)…
Fon müziği II:
“Risin’ up, back on the street
Did my time, took my chances
Went the distance now I’m back on my feet
Just a man and his will to survive…”
İLHAM…
Sadece üst düzey maçlardan değil izlediğim her maçtan ve hentbol ile ilgili kim varsa söylediklerinden ders çıkarmaya çalışırım (Bazı dersler hayatınızı değiştirecek ilhamı verir bazıları da neyi yapmamanız gerektiğini açıkça gösterir). Sporcu, hakem, teknik direktör, gözlemci, idareci değilim. Yine de hentbol adına, sevdiğim şey hakkında daha çok bilgi sahibi olmak ve keyif almak için yıllardır binlerce maç izledim, bir o kadar da haber, makale, kitap okudum. (Uluslararası federasyonların teknik köşeleri hentbolda değişen eğilimleri anlamada çok yardımcı oluyor. Tavsiye ederim.)
Diyeceğim o ki işi hentbol olanlar acaba neden Avrupa’nın bu nimetinden faydalanmaz… Hiç yaptığı sporun en meşhur oyuncularını bilmeyen sporcu olur mu… Bizim ülkemizde var. Acaba yıllar sonra Kiel’de, Flensburg’da, Lemgo ya da Magdeburg’da oynayan bir Türk çocuğu “Bir Alman derbisi izlemiştim, o gün burada oynamayı kafaya koymuştum” der mi… Artık bilgiye ulaşmak eskisi kadar meşakkatli değil. Maçlar bile internet üzerinden canlı olarak veriliyor…
Gözleri yanında engin denizlerin küçük bir göl gibi kaldığı Kiril Lazarov; “Neden Türkiye gibi bir ülke hentbolu favori sporu olarak seçmez anlayabilmiş değilim” demişti. Ben de Kiril, ben de… (Lazarov bir Dünya Şampiyonası’nda ve bir Avrupa Şampiyonası’nda en fazla gol atmış hentbolcudur. Dünya çapında tüm zamanların en büyük skoreridir.)
“TÜRK HENTBOLU DAHA İYİSİNİ HAK EDİYOR”
Dünyadan, özellikle Avrupa’dan bu kadar kopuk yaşayarak gelişmeyi ummak en hafif tabirle saflık olur. Elbette sadece maç izleyerek ve Almanca ile İngilizce öğrenip ilgili haber ve yayınları okuyarak geliştirmeyeceğiz hentbolu. Gelişim kısaca ciddi bir planlama, uzman çalışması ve bencil olmayan karakterler gerektiren bir süreç. (Mührü elinde tutanların bir gün o iradeyi göstermesini yılmadan bekliyorum…)
Bu sporun geleceği olanlar ise en iyileri izleyerek, araştırarak ve hepsinden önemlisi kendilerine bir hedef koyarak hem kendi gelişimlerine hem de hentbolun gelişimine katkıda bulunacaklar. Zor ama imkansız değil, başarabilirsiniz.
Hentbolcular, Avrupa’da ısırmıyorlar. Yeliz Özel’e ve Can Çelebi’ye sorabilirsiniz…
“Yürüdüğü yerler alev alan” Kiril Lazarov’un dediği gibi; “Türk hentbolu daha iyisini hak ediyor”.