Sporcu transferinde akıl oyunları!

Yazarımız Dr. Zeki Pehlivan, sporcu transferinde ilginç bir noktaya değindi ve örnekler ile akıl oyunlarını anlattı.

Sporcu transferinde akıl oyunları!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Değerli dostlar, sizlere yine bu olur mu diye sorabileceğiniz, aykırı bir konudan bahsedeceğim.

Hepiniz bir spor dergisi olan “Socrates Dergisi”ni biliyorsunuzdur. Derginin Temmuz 2017 sayısında ilgimi çeken bir yazı okudum. “Akıl Oyunları” başlıklı bu yazı, NBA Amerikan Basketbol Ligi’nde genç oyuncuların takımlara seçilme sürecinde (Draft) yapılan bir uygulama ile ilgiliydi. Takımların yöneticileri, kendi takımlarına almak istedikleri oyunculara sadece oyun tarzları ile ilgili sorular sormuyorlar. Bir işe alım mülakatındakine benzer sorularla karşılarındaki oyuncuların sosyal, kültürel, zihinsel yapılarını da test ediyorlar. Örneğin: Justin Patton’a, Minnesota Timberwolves yöneticileri şu soruyu sormuş, “Trafikte sarı ışık gördüğünde hızlanmayı mı yoksa yavaşlamayı mı seçersin?” 2.13’lük dev pivotun cevabı ise birkaç puan kazandıracak nitelikte olmuş ve “nereye gideceğime bağlı” diyerek iyi bir yanıt vermiş.

Bu ve benzer sorulardan bazıları şöyle;

**Trende seyahat ederken makinistin öldüğünü öğrensen ne yaparsın?

**Rögar kapakları neden yuvarlaktır?

**Bu odaya sence kaç tane basketbol topu sığar?

**Okulundaki hademeye sorsak senin hakkında ne söylerdi?

Haber

Bu soruları daha da arttırmak mümkün. Ancak burada esas sorulması gereken soru “Neden böyle bir uygulamaya ihtiyaç duyuluyor?” Bence bu tür soruların sorulma sebebi; yöneticilerin ya da antrenörlerin artık oyuncuların sportif becerileri yanında zihinsel becerilerini de görmek istemeleridir. Oyun sırasında meydana gelebilecek her türlü sorunla başa çıkabilmek sporcunun aynı zamanda zihinsel becerilerinin de gelişmiş olmasına bağlıdır. Hiç umulmadık, hiç çalışılmadık bir durum ortaya çıktığında bu sorunu çözebilecek ve anında tepki verebilecek zihinsel çevikliğe sahip olunması gerekir. Bunun yapılabilmesin de ise “öğrenme çevikliğine” sahip olunması önemlidir. Öğrenme çevikliğini sağlayacak çalışmalar ise bir sporcunun eğitim sürecini devam ettirmesi, kültürel ve sosyal yaşamını üst düzeyde sürdürmesi, çeşitli yaşamsal becerilerini geliştirmesi ve sürekli öğrenmeye açık olması ile sağlanabilir. (http://www.hurriyet.com.tr/ogrenme-cevikligi-40336331 ) Bu konuda detaylı bilgi almak için ilgili makaleyi okuyabilirsiniz.)

Aksi taktirde, oyun içerisinde sizden çok daha üstün sportif becerilere sahip bir takımla ya da sporcuyla başa çıkmanız mümkün olmayacaktır. Bu nedenle böyle bir uygulamayı gerçekleştirmeleri bence çok doğru ve yerinde bir uygulamadır.

Aslında, keşke bizim sporcu transferlerinde de buna benzer küçük uygulamalar yapılabilse. Şimdiden mırıldanmaları işitebiliyorum ancak antrenörlerimizin antrenman sırasında bir çalışmayı kaç kez tekrar etmek zorunda kaldıklarını, ne fırçalar attıklarını bir hatırlamalarını öneririm. Bu nedenle, antrenmanlardan bazılarını özel zihinsel gelişim çalışmalarına ayırmaları ve sporcularını bu tür zihinsel gelişim etkinliklerine yönlendirmeleri yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Bizim hentbol branşının bu konuda biraz eksik olduğunu ifade edebilirim.

Ne demiş büyük önder Atatürk: “Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” Bir sporcu hem sportif beceriler hemde zihinsel beceriler konusunda yeterliyse daha ne isteyelim.

 Bilmiyorum, belki ileride benzer uygulamalar bizde de olur. O zaman antrenörler daha az yorulurlar, daha az bağırmak zorunda kalırlar, maçları izlemesi de daha keyifli olur ne dersiniz?




Bakmadan Geçme