VELUX EHF Erkekler Şampiyonlar Ligine bakış

Eurosport TR Spikeri, Socrates Dergisi Editörü ve dünya hentbolunu yakından takip eden Ozan Can Sülüm, hentbol severler için VELUX EHF Şampiyonlar Ligi son 16 eşleşmelerini kaleme aldı.

Geçtiğimiz sezon hem Barcelona hem de Veszprem’in hentbolseverleri şoka uğrattığı son 16 turunda bu kez çoğunlukla tek taraflı ve kağıt üstünde sürprize kapalı eşleşmeler var. Geçen sezonda da olduğu gibi play-off’tan gelenlerin katiyen kolay lokma olmayacağı, en kaliteli eşleşmenin RNL – Nantes eşleşmesi gibi gözüktüğü son 16 turundaki maçlara detaylıca bakalım.

Sporting – Veszprem (%40 – %60)

Haber

Temsilcimiz Beşiktaş Mogaz’ın bulunduğu C Grubu’ndan çıkan Sporting, bu turnuvada tarihinde ilk kez son 16’da olacak. Önce Carlos Ruesga’nın gelişi, sonrasında da Küba ve Güney Amerika’dan çıkan yetenekli milli oyuncuları takıma monte ederek, Balkan transferlere çok da fazla girmeden oluşturdukları takımla birlikte adım adım başarıya ulaştı. Veszprem ise sezonun ilk yarısındaki korkunç performansın ardından David Davis’in gelmesiyle biraz daha toparlandı. Özellikle iç sahayı yeniden kaleye çevirmeleri, Barça’ya karşı içeride Kielce ve Vardar’a karşı deplasmanda gelen galibiyetlerle takımın özgüveni geri dönerken, taraftarlar da tam anlamıyla takımın arkasında geçti.

Sporting hızlı kanat oyuncuları ve özellikle fiziksel olarak çok güçlü bek oyuncularına sahip. Oyun kurucularının 9 metre dışından atışları işlerine yarayacaktır, ancak hem bu seviye için tecrübesiz, hem de yetersiz kalabilir. Çizgide ise Luis Frade çok büyük bir yetenek olsa da Terzic  ve Nenadiz savunması çok sert kalacak. Veszprem tüm departmanlarda rakibine karşı aşırı güçlü kalıyor. Keyifli iki maç olur ancak Veszprem içeride fişi çeker.

Haber

Wisla Plock – Pick Szeged (%30 – %70)

Wisla Plock ilk maçını içeride 4 sayıyla kaybettiği Silkeborg eşleşmesinin ikinci maçında deplasmandaki maçın ikinci yarısında yalnızca 3 gol yedi ve turu efsanevi bir şekilde geçmeyi başardı. Her ne kadar bu bile onları korkutucu bir takım olarak gösteriyor olsa da, bu sezonun en iyilerinden Szeged karşısında şansları gerçekten çok az.

Dan Racotea ve Tomasz Gebala gibi iki dev şutör sahip bir takım olsa da, fizik konusunda hiç aşağı kalmayan bir rakibe karşı sahne alacaklar. Tek tek baktığımızda Pick Szeged’in pivot departmanı da – Renato Sulic’in sertliğini bir kenara bırakacak olursak – kanatları da, gerektiğinde rotasyondan gol çıkarma ihitmali de rakibine çok yüksek. Wisla Plock’un rakibini elemesine çok fazla ihtimal vermiyorum.

RK Vardar – PPD Zagreb (%75-%25)

Haber

Bir tarafta son 3 yıldaki 6 koçuyla çalışan ve nihayet gruptan çıkmayı başaran Zagreb, diğer tarafta ise son yılların istikrar abidesi Vardar. Seçimi çok zor değil benim için.

Raul Gonzalez gibi son yılların en iyi genç antrenörünün yerini bana göre çok iyi dolduran ve oyununu giderek yukarı çeken Garcia Parrondo gerçekten çok tahmin edilemez bir takım yarattı. Borozan-Dissinger ikilisiyle büyük şut tehdidine sahip takım Staş Skube gibi son yılların en hızlı yükselen oyun kurucularından birine topu teslim edip oyunu tamamen ona bırakıyor, Dibirov ve Şişkarev gibi iki çok yüzdeli ve sorumluluk alan kanatla oyuna genişlik kazandırıyor ve gerektiğinde Karaçiç-Kristopans gibi oyunculardan skor çıkarabilme yetisine sahip. Bunun yanında Rogerio Ferreira  ve Gleb Kalarash ikilisiyle de savunma sertliğini iyi ayarlıyorlar. Bence takımın en büyük sorunu büyük maçlarda skor üretmekte sorun çeken pivot üçlüsü ve iyi savunulduğunda çözüm üretemeyen oyun kurucular.

Zagreb için bu sezon tek dikkat çeken nokta deplasmanda gelen Flensburg galibiyetiydi. Onun dışında aldıkları galibiyetlerin tamamını içeride kazanabilecekleri maçlarda aldılar ve bu sayede gruptan çıktılar. Onların üstünlük sağlayabileceği tek nokta ise Buric-Kontreç-Susnja üçlüsünden oluşan pivot, ancak takım olarak kalite eksikleri çok fazla.

Rahat biçimde Vardar.

Meshkov Brest – Flensburg Handewitt (%40 – %60)

Son yılların en acayip son haftasında aldığı skorla geçen sezonun şampiyonunu geçip Şampiyonlar Ligi son 16 turuna kalan Brest de yine en istikrarlı yükseliş gösteren takımlardan. Son yıllarda öne çıkan İspanyollardan bir başkası olan Manolo Cardenas’ın yönettiği – ki buradaki performansı sonrasında Şampiyonlar Ligi’nin büyük bir takımıyla anlaştığına dair iddialar var – takım daha önce Türkiye’de Beşiktaş Mogaz formasını terleten Darko Djukic’in de formasını giydiği Brest, özellikle Rutenka ve Baranau başta olmak üzere Belarus Milli Takımı’nın iskeletinin üzerine çok iyi düşük bütçeli transferler yaptı. Kimsenin ön plana çıkmadığı bir takım Brest. Tek ünite halinde oynuyorlar, fiziklerini iyi kullanıyorlar ve risk almıyorlar. Şöyle bir örnek vermek lazım, takımın en golcü oyuncusu 51 gollü Djukic Şampiyonlar Ligi’nin en fazla gol atan 40. Oyuncu. İlk 50’de iki oyuncusu var Brest’in. Skor paylaşımı da, takım adaleti de çok yüksek. Peki Flensburg’u yenebilirler mi? Mümkün. Peki eleyebilirler mi? Bence hayır.

Özellikle kanatlarının olağanüstü performansıyla ve İskandinav çekirdeğiyle bu sezon grup aşamasının en iyi Alman’ı oldu. Enteresan şekilde onlarda da rakipleri Brest gibi bir skor dağılımı mevcut, ancak farkı yaratan kesinlikle kadro derinliği ve kalite farkı. Wanne ve Svan kenarlarda, Glandorf ve Lauge oyun kurucuda ve bireysel olarak da son yılların yükselen yıldızı Magnus Röd’ü düşünecek olursak, Almanlar ağır basıyor.

Motor Zaporizhia – Vive Kielce (%45 – %55)

Bir dönem Beşiktaş Mogaz’la Wildcard maçlarına çıkan Motor artık son 16’da. Tabii büyük ihtimalle bu onların son turu.

Takımı tecrübeli üçlü Pukhouski, Malasinskas ve Packowski taşıyor. Sezonun en skorer üçlülerinden biri olan bu üçlü takımın Yunost Spor Salonu’ndaki oynadığı yedi maçtan sadece birini kaybetmesini sağladı ancak sadece bu değil. Takım kalıplı savunmasıyla gol yeme konusunda da rakiplerine cimri davranıyor. Evet, belki saydığım üçlü dışında çok fazla gol bulan yok ancak takım Flensburg’dan sonra A/B gruplarında en az gol yiyen takım 381’le. Ki bu da PSG, Nantes ve Pick Szeged gibi takımların bulunduğu bir grupta maç başına 27 gol yemek demek. Kielce’nin başını ağrıtabilirler.

Kielce Kasım sonundan sonra oynadığı 6 maçın yalnızca birini kazanabildi ve onu da gruptan çıkamayan Kristianstad’a karşı bir farkla başardılar. Düşüşte olan bir takımın zor gol yiyen ve içeride çok iyi oynayan bir takımla eşleşmesi biraz düşündürücü. Sezon başında her iki maçı da rahatlıkla alır ve çıkar diyebilirdim Kielce için ama şu an zor. Dushebajev kardeşlerin sakatlıkları onları çok etkiledi, belki babalarını daha çok etkilemiştir tabii ama Aguinagalde, Janc ve özellikle savunmada Jurkewicz’e çok büyük iş düşecek.

RNL – HBC Nantes (%50 – %50)

Haber

Açık ara en yakın eşleşme. Son finalist Nantes ve Alman devi Rhein Neckar Löwen karşı karşıya. Şanslar eşit.

Nantes bu sezon Romain Lagarde ve Nicholas Tournat’nın takımdan ayrılma kararı vermesinin ardından onları daha az kullandığı bir sisteme gitti. Tabii ki başka üst düzey pivotları olmadığı için Tournat’yı hücumda kullanmaya devam ediyor Antti ancak Lagarde’ın yerine genellikle Lazarov-Gurbindo-Claire-Nyokas dörtlüsünü kullanıyor. Özellikle onlardan gelecek düzenli skorun bu eşleşmede etkisi büyük olacaktır. Bununla birlikte savunmada Rock Feliho’nun organizasyonuyla Cyril Dumuolin’nin iyi performansına ihtiyaçları var. Rotasyon çok da geniş değil.

Andy Schmid’in takımı RNL grupta çok dengesizdi. Schmid’in diyorum, çünkü İsviçreli nasıl oynarsa takım da öyle oynuyor birkaç yıldır. Tabii ki çok üst düzey oyunculara, hatta derinlik açısından bakarsak rakip Nantes’a kıyasla daha iyi oyunculara ihtiyaç var, ancak iş yine gelip Schmid’e takılıyor. Onun pivot kullanımını durdurabilecek yetenekte ve sertlikte bir savunma yok karşısında ve hem Kohlbacher hem de Nielsen bence Tournat-Feliho merkezine kolay faul aldırabilecek konumdalar. Abutoviç ve Guardiola ikilisinin savunmdaki sertlik dozajını iyi ayarlaması Tollbring ve Grötzki’nin kanatlardan skor bulması gibi etkenler gerçekleşirse, Almanlar bir adım öne çıkıyor. Aynı zamanda Fransa Ligi’ne geçen sene EHF klasmanındaki yerini kaybeden Almanya için bu eşleşme “ülke puanı” açısından da çok önemli.

Bakmadan Geçme