-sa -sa -se: Bu Camiadan Bir Şey Olmaz!

Muhalif büyüteçle kusur ararsa, yöneten kibre kapılırsa, destekçiler körü körüne ve biatla yönetene bağlı kalırsa, gelen gidenin giden de gelenin arkasından tonla laf ederse; bu camiadan bir şey olmaz!

Türk hentbolunda yaşananları, yazılanları, gelişmeleri takip ettikçe aklımda iki soru beliriyor: Derdimiz gerçekten hentbol mu ve sizden olmayanların başarısını gerçekten tam olarak istiyor musunuz? Sorsak, herkes hentbolun ileri gitmesini istiyor ama hentbolun ivmelenmesi kendi menfaatleriyle çakıştığında en büyük zararı yine onlar veriyor!

Hiçbiri Kusursuz Değildi

Çok federasyon başkanları gördüm. Bana göre hiçbiri kusursuz değildi, hiçbiri! Hepsinin benim bakış açıma göre onlarca daha düzgün yapabilecekleri mevzu vardı. Birlik olunmaz ise başarılı olma ihtimalimiz de yok.

Kalite Sorunumuz Yok, Mental Sorunumuz Var!

Dünya Şampiyonası Elemelerinde Avusturya’ya karşı yenildik. Yenebilir miydik evet yenebilirdik. Sporcularımız kalite olarak yeterli ancak mental olarak yeterince güçlü değil. Ya özgüvenleri ve değer duyguları eksik ya da ‘En iyisini ben bilirim’ kibrine kapılmışlar. Ah bu egolar ah… Biz kaç yaşımıza geldik de çözemiyoruz, bu kızlar nasıl çözsün?

Bu arada bu konjonktürde en az hata sporcularda. Başta alt yapı yönetimlerinin, kulüp yöneticilerinin, federasyon yönetimlerinin kendi üzerlerine düşeni zamanında, eksiksiz, taahhüt ettikleri şekilde yerine getirmeleri gerekiyor. Bizlerin yönetimsel olarak çok yol kat etmemiz gerekli ama sporcular da kafa yapılarını değiştirmeli. Aksi taktirde Milli takımın başına kim gelirse gelsin, federasyon başkanı kim olursa olsun başarılı olamayız.

Şaka Değil, Avusturya’da Hentbola Başlama Yaşı 4-5

Gelelim Avusturya’ya…

Hentbola başlama yaşı 4-5 yaş. Altyapıları 6-9 yaş altı, 10-11 yaş altı ve 12-14 yaş altından oluşuyor. Şaka değil, maçlar da yapıyorlar. Avusturya küçük bir ülke ama her bölgenin (eyalet gibi 9 bölge mevcut) hentbol tarama birimi var ve Bölgesel Ligleri var. Yani sizin 17, 18, 19 yaşında deyip küçümsediğiniz sporcuların en kötüsünün 12 yıllık geçmişi oluyor ve öyle bir havuzdan geliyorlar ki iyi olmak zorunda çünkü kötü oldukları anda alternatifi çok çabuk bulunuyor. Sosyal devletten geldikleri için maddesel kaygısı, geçim sıkıntısı gibi dertleri de olmuyor.

Yani bu sporu gerçekten hayatlarının merkezine koyabiliyorlar. Peki ya bizimkiler? Oraya başka bir yazıda değineceğim.

‘Spor Ülkesi Olmadığımız Sürece Başarı Gelmez’

Gelelim bu iş nasıl çözülür? Birlik ve beraberlik ile. Ayrıca tüm federasyon başkanları toplanıp Milli Eğitim ve Spor Bakanı ile spor devrimi yapmalılar. Malum bizde ilkokullarda derse sınıf öğretmenleri giriyor. İlk önce okullardaki beden eğitim derslerinin kalitesi arttırılmalı. Yurt dışında ilk yetenek avcısı beden eğitim öğretmeni oluyor. Onun da çocukları doğru yönlendirebilmesi için gerekli alt yapılar oluşturulmalı. Çok yoğun ve zorlu süreçler ama imkansız değil. Hele sistem oturduktan sonra tüm branşlar daha başarılı olur.
Tekrarlıyorum biz spor ülkesi olmadığımız sürece başarı gelmez.