Yılın Hentbol ödülleri gecesi

Yazarımız Zeynur Pehlivan, “Yılın Hentbol En’leri Gecesi” ile ilgili olarak düşüncelerini dile getirdi.

Yılın Hentbol ödülleri gecesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Benim hentbol yaşım, Salon Hentbolundan sadece iki yaş küçüktür ve bu nedenle hentboldaki çoğu ilk’lere tanık olmuşumdur. Kendim ve eşim hentbolcu olduğu için eski, kendim ve eşim uzun yıllar milli takımda oynadığımız için milli takımları, çocuğum hentbolcu olduğu içinde yeni hentbolu, çocuğum U17 milli takımında olduğu için alt yapıyı takip ederim. 

Açıkcası; yazının başlığına şöyle bir baktığımda, içindeki birçok kelimede kendimi bulurum. Hentbolda, Dergide, Ödülde ve Gecede.. Sadece Magazin kelimesinde yokum. O da zaten hentbolda yok. Bu nedenle hentbolda yaşanan bir çok güzel şeyi, tam tarih, ay ve gün olarak hatırlamasamda bilirim.

Bilenler beni bilir, ama bilmeyenler için biraz açıklamak isterim. Mesela, Balkan Şampiyonasında erkek milli takımımız oynarken bende Ankara Atatürk Spor Salonundaki  5000 seyirci arasındaydım. Atatürk Spor Salonu, hentbol maçı yapılacak ebatlara getirildiğinde veya Cebeci’deki ilk Hentbol Spor Salonunun açılışında, Eskişehir ETİ Bisküvilerinin tarih yazdığı maçlarda, İlk Kadın Milli Takım kadrosunda veya İlk Deplasmanlı Ligde..

Beşiktaş Kadın takımınıda, Beşiktaş Mogaz Erkek takımınıda görenlerden birisiyim. Ali İsmet Ural veya Eşref Taşucu’nun Gol Krallıklarını, avarajın söz konusu olduğu maçlarda zayıf takımlara  80-90-100 gol atmaya çalıştığımız, Türkiye Şampiyonasının düzenlendiği yıllarıda görmüş birisiyim.

Burada saymakla bitiremeyeceğim hentbol olaylarına tanık oldum ve hala oluyorum. Bu olaylara tanık olan benim gibi birçok sporcu vardır, ancak  yakın zamanda fark ettim ki, fark ettirdiniz ki ben, bugünlerde diğer hentbolculardan farklı bir şey yapıyorum. Ben sadece hentbolu paylaşıyormuşum. Aslında ben bunu bilerek yapmıyor, ne yaptığımı bilmeden yapıyordum. Herkesin sevdiği veya paylaşmak istediği şeyleri paylaştığı gibi, ben de kendi sosyal paylaşım sitemde sevdiğim şeyi paylaşıyordum. Sevdiğim ve paylaştığım şeyin tek hentbol olduğunu, sizlerden gelen “hentbol için yaptığın şeyler için seni takdir diyorum” dediğinizde fark ettim.

Açıkcası bu yola bilerek çıkmamıştım. Kimse bana “bunu yap!” demiyordu, hentbol sevgim bana hentbolu yazmamı, paylaşmamı söylüyordu. Sayısız gazetelere, spor yazarlarına, internet sitelerine, spor kanallarına, “hentbolla ilgili mail at” diye kimse söylemiyordu. Bir televizyonda hentbol yayını olduğunda “hentbolunda bir yorumcusu olmalı” diye sunucuların yanına gidip rahatsız eden de..  EYOF veya Akdeniz Oyunlarına gibi organizasyonlara “bende gelmek istiyorum” diyen de yine bendim, Fenerbahçe ve Galatasaray Kulüplerine, “Ne olur! Bir hentbol branşı kurun” diye yazılar yazan da..(Bu arada bunların hiçbirinden bir cevap gelmediğini belirtmek isterim)

Haber

Bunları bana yaptıran tek şey hentbol sevgisi.. Hentbol Magazin Dergisi, Hentbolun Yıldızları ödülünü de bu nedenle aldığımı biliyorum.

Sizler bunu, ben yazmaya başlayınca anladınız ama ben bunu yıllar önce de yaptığımı da hatırlıyorum. 25 yıl önce eşimle katıldığım Ankara Üniversitesi’nin bir gecesinde sahnedeki herkesi tanıtıp beni tanıtmadıklarında, “Beni niye tanıtmıyorsunuz! Bende milli hentbolcuyum. Hentbol güzel spor” demiştim.

Yani hentbol benim için hep değerliydi ve ben hentbolun her kademesinde, hentbol için bir şeyler yaptım. Salon, Kum, Sokak hentbolunda, Antrenör Derneğinde.. Milli, Kulüp, Okul veya İl Karması takımlarında.. Salondaki parkeden, kenardaki yedek bankından, sahadaki mikrofondan, çimdeki boya fırçasına kadar.. Sporcu, antrenör, öğretmen, eş, anne, yazar veya gönüllü olarak.. Hentbolun her yerindeydim.

Ve bu süre içinde, A Bayan Milli takımın katıldığı turnuvada aldığım ödülden tutun, okullarda veya Deplasmanlı Ligde aldığım birçok ödül var. Birde, 2004 yılında Alanya’da ki Avrupa Kum Hentbolu Şampiyonasında EHF’nin hem eşime, hem bana verdiği “Siz çok çalışkansınız” diye verdiği bir ödül var. Hepsi benim için çok değerli..

Ancak Hentbol Magazin Dergisinin bana verdiği bu ödül gerçek anlamda çok farklı..  Aldığım bir ödülde çok gol atmıştım, diğerinde çok pas, öbüründe takıma çok katkı sağlamıştım. Yani hep sahadaydım.

Ama bu ödülde, hentbolun dışında, tribündeyim. Ne üzerimde bir forma var, ne de bir kulüpteyim. Bu ödülü ben, bir hentbol seyircisi olarak alıyorum. Ben o gece ödül alanlardan bu nedenle çok farklıyım. Diğer ödül alanlar, bir şekilde hentbolun içinde ve tabii ki hizmet edecekler. Çünkü o nedenle oradalar ve hentboldan farklı kazançları var.

Bu ödül bence spor tarihinde bir ilk ve bir o kadar tuhaf.. Yıllarca hentbol için her şeyi yapıyorsun fark edilmiyorsun, ama dışarıda kalınca ödüllendiriliyorsun! Ben, ne milli takım oyunculuğunu bırakırken, ne kulüplerden ayrılırken böyle bir ödül aldım. Milli takım antrenörlüğü görevimi bırakırken de, yazdığım dilekçeyi okuyup, hiçkimse “Neden hocam” bile demedi.

O nedenle bu ödül, benim için özel bir ödüldür. Çok teşekkürler Hentbol Magazin Dergisi..  Şimdi, bu şekilde bir ödül almak bana, tam bir hentbolcu olduğumu tekrar hissettirdi.

Bana verilen ödüle şöyle bir baktığımda da; her şeyi ile hentbolu yansıtan, harika bir ödül. Rengi, bir şampiyonu; ebat ve şekli ile, bir Dünya Kupası havasında, elime aldığımda adeta beni sahaya koşturacak kadar canlı, üzerindeki el ve top işareti ile tam bir hentbol ödülü..

Müthiş bir tasarım. Bunun içinde ayrıca kutluyorum sizleri Hentbol Magazin Dergisi.

Hentbolun diğer branşlardan çok eksikleri var ve bunun için bizler daha çok çalışmalıyız. Uğur Kılıç ve ekibi, önce hentbolun dergisini çıkararak, en büyük eksiklerden birisini tamamladı. Diğer salon sporlarında bile görmediğimiz bir Ödül Gecesi düzenleyerek, hentbolu güzelleştirdi. Tekrar tekrar teşekkürler.

Gelelim Hentbol Magazin Yılın Hentbol Ödülleri Gecesine.. Gecenin sunuculuğunu yapan Gökhan Çetinbaş’ın dediğine göre, ödül gecesinin düzenlendiği salon, bir hentbol sahası ölçülerindeymiş. O zaman; o gece ve  o hentbol salonunda neler gördüğümü hemen söyleyeyim sizlere.

Spor Salonu, Almanya’da ki bir hentbol salonu gibiydi. Temiz, renkli, şık ve kaliteliydi. Her yaştan hentbolsever salonu doldurmuştu. Maçın hakemi Gökhan Çetinbaş, tam bir profesyonel gibiydi. Sesi ve yönetimi ile gecenin aksamadan ilerlemesini sağladı. Teşekkürler Gökhan.

Ödüle aday sporcuların, ödül almak için neleri başardıklarını görmemiz amacıyla, salonun dört bir yanına kurulan dev ekranlar, daha önce yapılan gecelerin bir eksiğinin daha tamamlanmış olduğunu gösteriyordu ve müzikle birlikte sunulan bu görsellik, ödül anını daha bir heyecanlı kılmıştı.

Gece için  her ayrıntı düşünülmüştü. Her şeye, herkese ve hentbola gösterilen özen çok hoşuma gitti.  Mesela, Hentbol Magazin Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Uğur Kılıç’ın insanları sıkmadan yaptığı kısa konuşması; ödül alanların güzel dilekleri; ödül aldıktan sonra fotoğraf çekimi için ayrılan bölüm; Yenimahalle Belediyesi Kadın Hentbol takımının kaza sebebiyle yolda kalması, buna rağmen, o gecede bulunmak istemesi ve gelmesi; oradaki herkesin, Yenimahalle Belediyesinin geç, ama sağ salim salonda bulunmasını sakince istemesi, beklemesi; daha önceki yıllardaki, ödül alınca salondan hemen ayrılan insanların olmaması, hentbol adına güzel görüntülerdi.

Ödül alan tüm sporcu, yönetici ve antrenörleri kutluyorum. Bunların dışında kalan Zeynur Pehlivan’ı da ayrıca kutluyorum. 

Son günlerde, son yıllarda hentbolda güzel şeyler olmaya başladı. Erkek Milli takımızdaki yenilenme, kadın takımlarımızın aldığı başarılar, her ilde kurulmaya başlanan Veteran Takımlar, İstanbul Kadın Veteran takımının yurt dışında bir turnuvaya katılması, birçok ilde yapılan alt yapı çalışmaları, yurt dışında iki oyuncumuzun oynaması, her sene bir ilde yapılan Hentbolun Yıldızları Gecesi gibi birçok şey var konuşulacak, yazılacak.

Bu kadar yabancı oyuncunun olduğu Süper Ligimizde, gelecek yıl yapılacak Ödül Gecesini çok merak ediyorum. Bazı isimlerin gelecek yılda değişeceğini hiç düşünmüyorum. Hentbola yeni yeni isimler gelmeli derken, gelenlerinde yabancı oyuncular olduğunu görürsem ona da çok üzülürüm.

Hentbola yeni, genç yeteneklerin  kazandırılması, bu oyuncuların ödüllendirilmesi  ve desteklenmeleri benim için daha önemli. Harun Hacıoğlu’na verilen “En Değerli Genç Oyuncu” ödülü bu anlamda çok önemlidir. 

Hentbolda, sahada, tribünde, yöneticilerde, takım kadrolarında, davranışlarda veya konuşmalarda yapılan yanlışları da görüyoruz  ve bu, Ödül Gecesine uygun kıyafetle gelmeyen birisi gibi hemen gözümüze çarpıyor.

Ama dediğim gibi, “Hentbol güzel spor” ve biz, senelerce Kadın Hentbolunun “En Değerlisi” olan Yeliz Özel  ve  erkeklerde bu senenin en değerlisi seçilen, Almanya’da ki temsilcimiz Yunus Özmusul gibi oyuncuların oynadıkları oyunu, yakaladıkları başarıları yazmaya  devam edelim, yapılan yanlışları değil.

Bir gün sahadaki hentbolun da, Ödül Gecesi kadar pırıl pırıl olmasını ümit ederek, ödül alan herkesi kutluyor, o gece için emek veren herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Hentbol Magazin Dergisi ve Hentbol Magazin Yılın Hentbol Ödülleri Gecesi için ayrı ayrı  teşekkürler Hentbol Magazin Dergisi ekibi. Umarım Türk Hentbolu da bir gün, bu geceki gibi parlar.




Bakmadan Geçme