Zeynur Pehlivan, Dünya Şampiyonasını yorumladı

27. Erkekler Dünya Şampiyonası’nda Yarı Finalisteler belli oldu ve heyecan seviyesi artmaya başladı. Eski Milli Hentbolcu Zeynur Pehlivan, Dünya Şampiyonasını sizin için kaleme aldı.

Zeynur Pehlivan, Dünya Şampiyonasını yorumladı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Sevgili Sporseverler, Sevgili Hentbolseverler, 

Dün akşam öyle bir maç oldu, dün akşam öyle bir maç oynandı ki bunu yazmadan duramayacağım. Çünkü biliyorum ki bu maç sizlere de ” Ne maç kaçırmışız ama!” dedirtecek cinsten bir maç…   

Biliyorsunuz 27. Erkekler Hentbol Dünya Şampiyonası Mısır’da oynanıyor. Otuz iki takımın katıldığı, 13 Ocak 2021 tarihinde başlayan turnuvada dün çeyrek finaller oynandı. Turnuva şu ana kadar birçok ilginç olaylara sahne oldu ve belki de gerçekleştirilen en zor turnuvalardan birisi olarak tarihe geçti. Seyircisiz oynanması nedeniyle zaten tarih sayfalarında yerini alacak ama bu turnuvada öyle şeyler yaşandı ki sanırım birçok yönüyle hafızalardan uzun süre ayrılmayacak. 

Büyük usta Lazarov…

Çünkü daha turnuvanın başlangıcında takımın çoğunluğunda çıkan Covid-19 hastalığı nedeniyle turnuvadan çekilmek zorunda kalan Çekya’nın yerine Kuzey Makedonya’nın apar topar turnuvaya çağrılması, aynı durumdan muzdarip olan Kore’nin, A takım yerine gencecik çocuklarla turnuvaya dahil olması, turnuvaya az bir zaman kala çekilen Amerika Birleşik Devletleri yerine İsviçre’nin katılması, turnuva başladıktan kısa bir süre sonra Cape Verde takımının turnuvadan çekilmesi, birçok star oyuncunun turnuvaya gitmek istememesi, katılmaması, Dünya Şampiyonaları tarihinde aldıkları ilk galibiyet sonrasında Kongo’nun sevinç anları, yine Kongo takımından 120 kg’lık pivot oyuncusu Gauthier Mvumbi’nin the ‘Shaq’ of handball olarak tüm hentbolseverlerin gönlüne taht kurması, Hırvatistan gibi büyük bir hentbol ülkesini yenip, tam hayallerini gerçekleştirmek, ilk kez bir çeyrek finale adını yazdırma imkanı yakalamışken Katar’a yenilen ve bu şansını kaybeden Arjantin’in üzüntüsü, karın ağrıları nedeniyle oynama imkanı bulamayan birkaç oyuncu, “dahi” olarak adlandırılan Dagur Sigurdsson’lu Japonya’nın ortaya koyduğu harika oyun, Avrupa’lı antrenörlerin Asya ve Afrika hentboluna olan büyük katkıları ve birçok ülkenin hentbolunu, oyununu üst düzeye taşımaları gibi birçok güzel, zor, trajik, sevinçli anlara tanıklık etti Mısır. 

Ancak dün akşam öyle bir maç oynandı ki tüm bunları bir kenara itti ve adeta “Siz de kimsiniz? Bu turnuvanın unutulmazı ben olacağım.” dedi. Danimarka ve ev sahibi Mısır arasında oynanan o hentbol dolu, gerilim dolu, iki kez uzatmalara giden, o da yetmezmiş gibi, bir de yedi metrelere yani futbol tabiriyle anlatacak olursak penaltılara kalan 80-90 dakikadan bahsediyorum efendim. 

Hazır mısınız? Geldik, “Yok artık! Bu kadar da olmaz! Bu oyuncu yapmaz! Mikkel Hansen bunu nasıl yapar! Bu hata da olmaz ki!” dedirten anlara…

Mısır’da ki turnuva başlangıcı gibi başlayalım biz de maça, maçı anlatmaya, yaşamaya..

“Ten, nine, eight, seven, six, five, four, three, two, one… Let’s gooooo!” 

Maç, ekrandan yapılan bu geri sayım sonrası Hırvat hakem ikilisinin çaldığı düdükle başladı. Çeyrek finalin adı Danimarka-Mısır… 

İkisi de taçları başlarında, ellerinde kupa, boyunlarında madalyalarla çıkıyor sahaya… Danimarka bir önceki Dünya Şampiyonu, Mısır 2020 Afrika Şampiyonu olarak çıkıyor salona…  Ayaklar sağlam basıyor yere… Bacaklar durmuyor, yürekler gümbürdüyor. Öyle ya! İkisi de şampiyon olmak istiyor. Biri ev sahibi olarak, biri bir önceki şampiyon takım olarak. 

Üstelik Danimarka’da bu kez Hansen de sahada… Karın ağrıları nedeniyle diğer önemli maçlarda oynayamayan Hansen bu kez ilk yedide sahaya çıkıyor. Ancak  Mısır da çok kuvvetli… Afrika hentbolunun atletikliği ve Avrupa hentbolunun taktiği ile oynuyor. Danimarka’dan hiçbir farkı yok. Hatta daha kuvvetli oyunculara sahip bile diyebiliriz. Danimarka’nın tek üstünlüğü kalede Landin gibi bir kalecinin varlığı… Maçın ilk dakikalarında bunu hissetmedik, hatta Landin yerini Möller’e bıraktığı zaman oldu, ama bekleyin lütfen. Landin, maçın son anlarında, yani yedi metrelerde tekrar karşımıza çıkacak. 

Hentbolu bilmeyenler için burada kısa bir bilgi vermek istiyorum. Hentbolda maçlar 30×2 devre şeklinde oynanır. Bu sürede herhangi bir takım üstünlük sağlayamazsa, yani beraberlik durumunda maç 5×2 devre olmak üzere uzatmalara gider. Bu süre zarfında da beraberlik söz konusu ise bir kez daha, yani ikinci kez uzatmalara gider. İkinci uzatmalarda da eşitlik bozulmazsa yedi metre atışlarına, yani penaltı atışlarına geçilir. Aslında hentbolda penaltı demeyi, kullanmayı hiç sevmem ama hentbolu bilmeyenlerin daha kolay anlaması için bunu kullanıyorum. 

Bu ayrıntı önemliydi çünkü dünkü maçta tüm bu anlar yaşandı. İlk devreden başlayalım. Çeyrek finale kadar Hansen’siz gelen Danimarka’ya bir de Hansen eklendiğinde daha güçlü olacağını düşünmüştük. Tabii ki Hansen büyük bir güçtü. Çünkü Hansen, en çok gol atan, en değerli oyuncu, All-Star oyuncusu ve tabii ki iki kez Dünyada Yılın Oyuncusu gibi ünvanlara sahipti. Ancak Mısır’da da El Ahmar, Sanad, Ali Zein gibi çok yetenekli, atletik ve kuvvetli oyuncular vardı. 

Maç bir çeşit Afrika-Avrupa hentbolu düellosuna döndü. Bir Danimarka atıyor, bir Mısır atıyordu. Üç oyun kurucusu ile oyunu orta alana yoğunlaştıran, devamında pivot oyuncusuna verdikleri paslarla sonuca gitmeye çalışan Danimarka ve daha çok dış atışlarla skor bulmaya çalışan bir Mısır vardı karşımızda… Son dakikalarda her iki teknik adam da tüm kartlarını ortaya koyuyor, yediye altı hücum taktiğini kullanıyor ve tüm şartları zorluyor, tüm riskleri alıyordu. 

Anlayacağınız maç bir an olsun kopmadı. “Bu maçı Danimarka alır veya aldı.” dediğimiz an, hiç olmadı. Aaaaa… pardon! Maçın son saniyelerine girilmişti ve durum bir farkla Mısır lehine idi. O an demiştik, “Mısır aldı.” diye… Düşünebiliyor musunuz! Mısır için, bir önceki Dünya Şampiyonunu elemeye saniyeler kalmıştı ve avantaj kendisindeydi. Çünkü hücum sırası onlardaydı. Top kullanma şansı ondaydı. 28-27 öndeydi. Topu istediği gibi elinde tutabilir, mola alabilir, zaman geçirir, süreyi bitirir ve adını yarı finale yazdırabilir, hatta kalan saniyelerde bir gol bile atabilirdi. 

Ama hiç beklenmedik, hiç düşünülmeyen, hiç planda olmayan birşey oldu. Maç bir anda durdu. Gözlemci de ne olduğunu tam olarak anlamamıştı. Ancak gördüğümüz sahnede tüm Danimarka yedek bankı ayağa kalkmıştı. O an bir oyuncu değişikliği hatası olabileceğini düşünmeye başladık ama emin olamadık. Hakem ikilisi ve gözlemciler VAR’a gittiler. Ekrandaki görüntüleri tekrar tekrar izlediler ve Mısır takımından bir oyuncunun sahaya yanlışlıkla girdiğini tespit ettiler. Yani sahada fazla oyuncu vardı. Bu büyük bir hata, hem de çok büyük bir hataydı. Çünkü bu hatanın karşılığı şu demekti.  Hata yapan oyuncu iki dakika cezası ile cezalandırılacaktı ancak buradaki en büyük ceza, topun el değiştirmesiydi. Oyun, top kullanma şansı Danimarka’ya geçecek demekti. 

Aman Allahım! Hentboldaki şu son saniyelerde olanları gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz! Danimarka’nın sevincini, Mısır takımının şaşkınlığını… Yanlışlıkla oyuna giren oyuncusunun üzüntüsünü… Hepimiz hayretler içerisindeydik. Tam Mısır takımı aldı maçı derken son saniyelerde neler olmuştu neler! Affedersiniz, daha yazmadım değil mi bunun sonrasında neler olduğunu… Top Danimarka’ya geçti, hakem masasının yanından oyun başladı ve bu süre zarfında Danimarka bir gol buldu ve maçın normal süresi 28-28 bitti.

Bu da bizim için bir on dakika daha bu güzel sporu, bu güzel mücadeleyi seyretmek demekti. Uzatma dakikaları büyük heyecana sahip oldu. Danimarka öne geçiyor, Mısır yakalıyordu. Maç adeta yeniden başlıyordu. Bu bölümde Veszprem’li Yahıa’nın çok etkili olduğunu söylemek istiyorum. Danimarka’nın önde olduğu anlarda öyle goller attı ki inanılır gibi değildi. 

Geldik şimdi buradaki en kritik an’a… İlk uzatmaların son saniyeleri… 34-33 Danimarka önde… Yani Mısır’ın başına gelen durum bu kez, evlerden uzak, Danimarka’nın başına gelmişti. Danimarka hücumdayken pasif oyun çalmış, fakat o tecrübeli, o MVP oyuncusu, düdükten sonra havaya, sağ kanada doğru topu fırlatmıştı. Bu, cezalık bir hareketti. Hem de ne ceza! Hansen sadece kırmızı kart almakla kalmadı, bir de takımını yedi metre cezası ile cezalandırdı. Çünkü bu gibi durumlarda kural, son 30 saniye içinde yapılan herhangi kural dışı bir hareket direkt rakip takım için yedi metre demekti. İşte bu durum şimdi Danimarka’nın başına gelmişti. Bu kez üzülen Danimarka, sevinen Mısır takımı oldu. Yedi metreyi kullanan  Mohamed Sanad, Landin’e gol atmayı başardı ve bu kez eşitliği sağlayan Mısır oldu. 34-34

İlk uzatmalar da berabere bitince ikinci ve son uzatma dakikalarına girildi. Güçler, akıllar tekrar toplanmış bir şekilde hücum ediyor, her iki takımda yaptıkları hataları yapmak istemiyorlardı. Öyle bir mücadele vardı ki sahada bizler ikinci kez nefesimizi tutmuş olanları izliyorduk. Ne olacağını kestiremediğimiz için o anları adeta bir gerilim filmi izliyormuşcasına izledik. Ortada öyle bir savunma vardı ki sanki her iki takımda gollere kapısını kapatmıştı. Size bunu şöyle açıklayabilirim. Mücadele, savunma öyle yüksek düzeyde yapıldı, kaleciler arka arkaya öyle şutlar çıkardılar ki, her iki takımda bu devrede sadece birer gol bulabildiler. Bu periyodda  da birşey olmazsa olmazdı ve olanlar oldu. Mısır maçı kazanmaya yine yaklaşmışken, yine bir sayı ile Danimarka karşısında öndeyken hakemler VAR’a gitti, lbrahim El-Masry’nin serbest atışta üç metre kuralına uymadığını belirledi ve bu kez El-Masry’e kırmızı kart çıktı ve o da Danimarkalı Mikkel Hansen’in yanına gönderildi. Son otuz saniye kuralı burada da işledi ve bu kez yedi metreyi alan Danimarka oldu. Topun başına Magnus Landin geçti ve bu fırsatı kaçırmak istemeyen Landin skoru eşitledi. 35-35

Artık uzatma dakikaları bitmiş, sıra yedi metrelere gelmişti. Hentbolun en güzel an’ına şahitlik ediyorduk. Sevgili Altay Atlı, “Arkadaşlar hayatta mısınız? Nefes alabiliyor musunuz?” diye bizleri uyarmasa, bizler hala nefesimizi tutuyorduk. Aslında bir tahminimiz vardı burada. Ne olacağını az çok kestirebiliyorduk. Daha birkaç gün önce İHF tarafından 2019 yılının En İyi Oyuncusu seçilen ve kaleden bir santim uzun olan Landin daha avantajlıydı ve düşündüğümüz oldu. Landin, Mısır takımını buraya kadar taşıyan isimlerin başında gelen El Ahmar ve Ali Zein’in yedi metre atışlarını çıkardı. Mısır kalecisi de Oris’in yedi metresini çıkarınca tüm gözler son şutu kullanacak olan Lasse Svan’a çevrildi. Lasse Svan atışı gole çevirdi ve maça son noktayı koydu. Danimarka yarı finaldeydi. Mısır için turnuva bitmişti. 

İşte böylesine güzel bir maç oynandı, işte böylesine güzel bir hentbol sergilendi dün akşam Kahire’de… 

Bir kez daha anladık ki, spor hayattır. Hentbol hayattır. Bir kez daha anladık ki hayatta ne varsa, hata, sevinç, üzüntü, ceza, kazanmak, kaybetmek… Herşey sporda var. Hentbolu izlemeye devam edin. Çünkü her an karşınıza böylesine güzel biten bir hayat deneyimi çıkabilir. 

 

Sporcu selamıyla… 

Bakmadan Geçme